BİR İNSANI İTİBARSIZLAŞTIRMA ÜZERİNE
Geçen haftaki yazımın devamında yazamadıklarıma devam ediyorum..
Bu Canik Kooperatifi ile ilgili yazımın bir bölümünde kooperatif villaları kıyı kenar çizgisine uygun yapılmamış diye alakasız kişiler tarafından Ordu İdare Mahkemesi Başkanlığına dava açıldı. (Bu Çamaş’ın problemi değil. Ruhsata uygun yapılmamışsa yıkılır) Mesele o değil !!
Ordu İdare Mahkemesi’nde Çamaş aleyhine dava açılıyor, sanki Çamaş suçluymuş gibi işlem yapılıyor. Sonra Mahkeme mübaşirinin cebine 20 tl konuluyor. Mahkeme salonu dışında mübaşir tarafından uzun uzun Mustafa Çamaş, Mustafa Çamaş diye diye duruşma salonuna çağırılıyor. (Fatsa’yı bilenlere soruyorum? Villanın olduğu yerden batıya doğru bakın. Mustafa Çamaş’tan önce ve Mustafa Çamaş’tan sonra yapılan binalar var. Hepsi aşağı yukarı denize sıfır)
Bu dava Mustafa Çamaş aleyhine sonuçlanıyor, ama ben buna şaşırmıyorum. Çünkü o yıllardaki hakimler PKK lıların şahitliği ile PKK ya yardım ve yataklıktan Türkiye Cumhuriyetinin Genel Kurmay başkanını Orgeneral İlker Başbuğ’u beş yıl hapis attılar. Çamaş’a hakimler ceza verirken bazen otuz yıl, bazen otuz beş yıl bazen de maddi hata olmuş yanlış toplamışız diye on altı yıl ceza istemi ile yargıladılar.
Birileri Ankara’dan Çamaş’ı göndermek için iki kontrolör gönderdi. On bir ay 2 kontrolör Fatsa Belediyesini kilitledi. Her belediyede görülen ödeme kaleminde olmayan ödemelerden dolayı tutanak tutarak Çamaş gidene kadar Belediyeden ayrılmadılar. Bu birilerinin kışkırtmasıydı.
Çamaş’ı itibarsızlaştırma işi bununla da bitmedi. Çamaş’ın kaldığı belediye konutu boşaltılırken banyo armatürlerini, plastik telefon kutusunu aldı diye savcılığa suç duyurusunda bulundular. Bunları çoğaltabiliriz. Sonuç olarak belediyeyi ele geçirmek isteyen güçler için Çamaş onlar için önlerinde bir takozdu. Ama bir şekilde onu uzaklaştırdılar.
Bunu şöyle örnekleyebiliriz. Demas villalarının 28 bin m2 alanda Çamaş ancak 3800 m2 sinin konut yapımına müsaade etti. (Hemen kıyamet i kopardılar) Yüksekliği de 9,5 mt yi geçmeyecek şekilde. Bu birilerinin hoşuna gitmedi. Belediyeye geldiklerinde perde arkasındaki kişiler şehir içinde ve dolunay tarafında K1 planı ile 22 kat 70-80 daire konutlar yaptılar, sattılar, paralarını cebine koydular Çamaş bunlara izin verimiydi? Tabiki vermezdi. Öyleyse gitmeliydi..
Bu binalar yapılırken şehir içerisindeki veya şehir dışındaki 80 daireli blokların yapıldıktan sonra kanalizasyon gideri mevcut su şebekesindeki su miktarındaki artışlar düşünüldü mü? Onun için önümüzdeki yıllarda buralarda iskân tamamlandığı zaman su kesintileri, kanalizasyon tıkınmaları kaçınılmaz olacaktır. Çamaş oralara kazma bile vurdurmazdı. Bunu herkes bilmektedir. Uzun uzun anlatmaya gerek yok…
DEMAS-DEMAS DEDİKLERİ
(AŞAĞIDA YAZDIKLARIMA
KATILIRMLISINIZ BİLMEM)
DEMAS dedikleri (Deniz mahsulleri Sanayi) yer Fatsa’nın batısında kalan metruk bir balık işleme fabrikasıdır. 1965 yılında günün başbakanı Süleyman Demirel tarafından temeli atılmıştır. DEMAS’ın üzerinde kurulduğu arazi eskiden bir tarlaydı. Ama öyle sıradan bir tarla değildi. İçinde küçük bir mezarlık vardı. Bu mezarlığın içinde de bir evliyanın yattığı söylenirdi. Bu evliyanın yattığı yerde, kökten birbirine yapışık üç ağaç vardı. İnsanlar sabah erken saatte bu evliyanın mezarına gelir dua eder, şifa beklerlerdi.
Bundan dolayı buranın bir adı da denize çıkıntısından dolayı Evliya Burnu idi.
DEMAS balık işleme fabrikasının bu bölgeye kurulmak istenmesinden sonra bu evliyayı işaret eden, birbirine kökten yapışık ağaç kesilince, bana göre, EVLİYANIN GAZABI başladı. Önce, içine DEMAS’ın yapılması için araziyi satanlar bu satıştan ellerine geçen parayı hemen kaybettiler. DEMAS’ı kuran büyük iş adamı Ömer Boyar fabrika kurulduktan sonra işini kaybetti. Bu DEMAS çok ortaklı bir şirketti. Bu şirketten hisse kağıdı alanların hepsinin elindeki kağıtlar pul oldu, tüm paraları yandı. Bu DEMAS dedikleri fabrika satıldı (DEMAS’ın arsanı hiç kimseye hayretmedi Bura ile ilgili dava Mustafa Çamaş öleli dört yıl geçmesine rağmen halen daha bitmedi.
Konut yapmak için kurulan kooperatifin müteahhitti inşaatı yaparken iflas etti. Bu kooperatiften konut almak için para yatıranların da parası battı. Bu kooperatifin yarım kalmış karkas binaları zaman içerisinde kendi kendine çürüdü ve çöktü.
Bu olaylar EVLİYANIN GAZABA gelip verdiği maddi zarar mıydı acaba. Kim bilirdi bu hamsi ve diğer deniz ürünlerini işleyip memleket ekonomisine katkı sağlamak için kurulan DEMAS‘ın zaman içerisinde bir hapishane, bir işkence hane olarak kullanılacağını? Bunları biz savaş filmlerinde görürdük veya Almanya’da Yahudi toplama kamplarının önce ve sonraki yıllarının resmi gibiydi.
11 Temmuz 1980 ve onu takip eden günlerde DEMAS toplama kampı modelinde hizmet verdi. Aynı zamanda insanların birçok işkenceye maruz kaldıkları yerdi. Bu atıl fabrika su ürünleri ve et balık kurumunu da yanına aldı. SANKİ KENDİSİ YETMEDİ ONLARI DA İÇİNE ALIP İNSANLARIN İŞKENCEYE MARUZ KALMALARINI BÜYÜK BİR KEYİFLE SEYRETTİ. Yani bu yaşananlar acaba oradaki EVLİYANIN GAZABI mıydı? Evliya bu yerlerden kendisini kaldırıp fabrika yapmak için rahatsız eden FATSALILARI MADDİ, MANEVİ CEZALANDIRIP keyif mi alıyordu. Bilinmez ama ben hep böyle olduğunu düşünüyorum.