OKUMAK ZARARLIDIR...(!)
Şu cümle sizce de çok sıkıcı değil mi?
“Okumak, çok yararlıdır.”
Bu tür cümleler sık sık tekrarlandığında daha da sıkıcı gelebilir.
“Çok doğru... Okumak yararlıdır” diye geçiştirenler...
“İyi bee anladık... Okumak çok yararlı...” tepkisi verenler...
Yüzünü buruşturanlar...
“Günün stresinden ve gerginliğinden okuyamıyorum” diyenler...
“Aslında okumayı severim ama uykum geliyor” bahanesine sarılanlar...
“Okumuyorum ama video izliyorum. O da aynı şey...” limanına sığınanlar...
Daha neler neler...
“Nasıl okuyayım, boş zamanım mı var?” diyenleri de bu gruba katabiliriz.
Oysa bütün bunlar; “öğrenilmiş çaresizlik” ve “öğrenilmiş tepki” den başkası değil...
O yüzden burada okumanın yararlarından söz ederek, kafaları şişirmek niyetinde değilim.
Beyhude bir çaba olur çünkü...
Ne yapmalı peki?
“Okumamanın zararlarından” söz edebiliriz mesela...
Bu belanın bizi ne hallere soktuğunu sorgulayabiliriz.
Özellikle erkeklerde futboldan anlamayanımız var mıdır?
Hemen hemen bütün erkek milleti, futbolun tüm inceliklerini(!) bilir.
Her hangi bir maç sonrası, hakemi yerden yere vururken futbol bilgimizi cömertçe sergileriz.
Futbola dair tek bir kitap bile okumadan...
O hakem gibi eğitimlere, seminerlere katılmadan hem de...
Ülke yönetimini de çok iyi biliriz mesela...
Hem de siyasi deneyim ve devlet tecrübesi olmadan...
Bize ülkeyi teslim etseler, altı ayda düzlüğe çıkarırız.(!)
Bunun için ideolojileri bilmemize gerek yoktur.
Devletlerin tarihini öğrenmemizin anlamı yoktur.
Kültürü, sosyolojiyi bilmeye hiç lüzum yoktur.
O yüzden hepimiz potansiyel birer başbakan ve devlet başkanıyızdır.
Din alanında ne durumdayız peki?
Bu da soru mu?
Elbette hepimiz ilahiyat mezunuyuz.
Öyle olmasaydı her dini tartışmanın içine atılır mıydık?
Birşey biliyoruz ki; konuşuyoruz.
İnandğı dinin Türkçe mealini dahi okumadan, bir satır bile dini neşriyat karıştırmadan esip-gürleyen ve bilgiçlik taslayan bizden başka toplum var mı?
Daha birçok alanlarda fikrimizi rahatlıkla ortaya koyabiliriz.
Bilgimizin olmasına ihtiyaç yoktur.
Fikrimiz bize havada-karada yeter de artar bile...
Elin oğlu okuyup, çalışıp büyük ilerlemeler kaydediyormuş bize ne?
Biz, onlar gibi zaman kaybedemeyiz.
O yüzden de kestirmeden gidiyoruz.
Okuma ve araştırmaya ayıracağımız zamanı, çözüme(!) harcıyoruz.
Bu da gayet mantıklı zaten...
Elin Amerikalısına, İsraillisine, İngilizine, Fransızına kızıp köpürmeden önce yapacağımız o kadar çok şey var ki...
Şu anda işe başlasak bile, onlara yetişebilmek için önümüzde o kadar uzun yol ve zaman var ki..
Ve henüz fecaatin farkına varamayanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşamak o kadar zor ki...
Okumamaya devam...
Çünkü okumak zararlıdır.(!)
HOŞÇAKALIN