RÜŞVET Mİ? İRTİKÂP MI?
Aslında muhalif kanat elini ovuşturarak ‘’Ne de hoş oldu. Birbirlerine düştüler! Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir….’’ diye bıyık altı gülüş yapıyor. Haklılar da! Bugünkü bu ortamda, geçen haftalarda da yazdığım gibi her diyalog lastik gibi gerilmiş durumdayken, ceviz kabuğunu dolduracak bir sey yok. Üzerinde durmayın diyecek halleri yok ya!
Hiç kimse bu olayın öncesine inmek istemiyor. Şu Mansur Yavaş, ya da Ankara Büyük Şehir Belediyesi ile CHP eski Ankara Milletvekili Sinan Aygün arasındaki olaydan bahsediyorum. Ankara’nın parsellenip peşkeş çekildiği günlerde ortağının sayesinde bir parsel de Aygün almış, hem de aldığı parselin gerek aşağıya doğru ve gerekse yukarıya doğru ekonomik gücünün yeteceği kadar kullanmak kaydıyla vermişler… Gözlerini saran para kazanma hırsının son raddesine göre de kullanılmış bu alanlar. Ancak aradan geçen zaman içinde işlerde tersoluk oluşmuş ve tam gaz havaya ve yerin altına doğru giden yapılaşmaya çivi konulmuştur. İşte tam da bu tersolukla ayağına çivi batanlar feryat feveran kıyameti koparmışlardır. .ok at izi kalsın örneğinde olduğu gibi, ben yandım bari sen de yan yöntemine başvurulmuştur. Geçen akşam televizyonda izlediğim Aygün, ticarette başarılı olamasa da çok başarılı bir tiyatro oyuncusu olabileceğini en azından benim gözümde hak etmiştir. O kadar kendisinden emin bir görüntü vermektedir ki hukuktan ve mantıktan habersiz olsam hemen birilerini idam ederim. Gel gelelim bir gün önce söylediğini, bir sonraki gün değiştirebiliyor. Hatta birkaç cümle önce söylediği ile birkaç cümle sonra söyledikleri arasında da farklar oluşabiliyor. Önce benden 25 milyon rüşvet istendi, arkasından: ‘’Benden 25 milyon liralık bir okul yapmam istendi, yapılması gereken bir işin bağış karşılığı yapılmak istenmesi irtikâptır:’ şeklinde tedavül edilmiştir. Son durum bu noktadadır.
Peki bütün bunların parti ile ilgisi nedir? Kos kocaman bir hiiiiç. Ancak partiye alınan bu sağ tandanslı kişilerin tabandaki huzursuzluğun, istemsizliğin haklılık boyutları açısından altının çizilmesi gerekmektedir. Parayı bu kadar çok seven, para için partisine, partisinin yetkililerine zarar vermeye gözünü kırpmadan hareket edenlerin bu partide işi olmamalıdır. Halen bu zihniyette olanlar parmakla gösterilecek kadar az olmakla beraber vardır. Bu partinin değil, barındıran partililerin suçudur.