FANATİZM
Fanatizm: Bir dine, bir öğretiye, bir kişiye veya herhangi bir şeye çok aşırı bir şekilde, coşku ve tutkuyla bağlılık, insanı bu konularda aşırılıklara sürükleyen körü körüne yandaşlık anlamına gelmektedir. Son yıllarda özellikle ülkemizde zirve yapmıştır. 1980 li yıllarda ‘’Ben Özalcıyım’’ ifadesi ile başlamış, daha sonra Ecevitçi, Demirelci ve son olarak da Tayyipçilikle had safhaya ulaşmıştır. ANAP çılık ve AK Particilik kurumsal fanatizmdir.
Beni tanıyan arkadaşlarım soğukkanlı, sakin, objektif olduğum şeklinde tanımlar. Belki biraz ukalalık olacak ama ben de bu tanımlamaya uyduğumu sanırım. Sanırım diyorum çünkü: Son zamanda bu soğukkanlılığımı koruyamaz oldum. Benim de fanatizmin etkisinde kaldığım olmaya başladı. Bazı konularda peşin yargılı düşünme hatasına düşüyorum. Geçen gecelerden birisinde üç ayrı kanalda üç ayrı açık oturumu münavebeli olarak izliyorum. O kadar saçma sapan fikirler savunuluyor ki bilim insanları bile bilim ve fennin keşfedip, uzun deneyimler sonucu ortaya koyduğu gerçekleri nasıl eğip bükeriz de fanatik taraftarı olduğumuz yöne çekebiliriz diye inanın kışın soğuk havasında buram buram ter atıyorlar. İşte bunları görünce kendimi kaybedip, duygusallaşarak tarafgir düşünmek zorunda kalmıyorum dersem yalan olur.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu bu konularda en hoşgörülü siyasetçi olarak son zamanlarda takdir toplamıştı. Ancak Sayın İmamoğlu da son Kanal İstanbul olayında modaya uymak zorunda kaldı. Haklı olabilir. Kanal İstanbul İstanbul’un yok edilmesi olabilir. Sakıncalı ve tehlikeli olabilir. Bunun ifade edilişi Cumhurbaşkanının kanal İstanbul’u yapma konusundaki kararlılığını ifade edişi gibi olmamalıdır. Cumhurbaşkanının fikirlerini ifade edişindeki fanatizmini biz ta Ergenekon Davasının Savcılığına soyunduğu yıllarda gördük. Sayın Cumhurbaşkanı önce davanın savcısı olur, sonra vazgeçer aynı davanın avukatı olabilir. O’nun taraftarı her iki aşamada da O’nu alkışlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki Sayın İmamoğlu’na gönül verenler hatalı gördüğünde körü körüne alkış tutmayabilirler.