Görüntülenen Sayı: 2520
2803 | Yayım Tarihi: 29 Kasım 2019 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » R03;HAYRANLIK YORUMU

R03;HAYRANLIK YORUMU

Zati ÜRER

Zati ÜRER

bilgi@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

Bir türlü gözümün önünden gitmez: Irak’a postallar girince bir tablo yansımıştı ekranlara. ABD postalını eğilmiş öpe öpe ağlıyordu bir Arap. Emperyalist ABD, Araplar gibi boyun eğdirilebilen millet olmadığımızı tarihteki birçok örneğiyle öğrendi, biliyor artık. Defalarca kanından mürekkep çekip tarih yazmış bu milleti bütün dünya biliyor. İşte bu yüzden iç tahrik senaryolarının ardı arkası hiç kesilmiyor. 
1980 öncesinde siyasetçilerin rekabet duygusuyla  çatışmasından yararlanmadılar mı? Memleket sevdalısı gençlerin de sömürüye tepkiyle Tam Bağımsız Türkiye yüksek idealini, millî benliğine düşman olacak bir mutasyona uğraması nedendi?          O gençlerin belli bir süreç içinde millet kavramını unutup “Halklara Özgürlük!” “Tek Yol Devrim!” diye şiddete yönelmeleri, başta Zülfü Livaneli ve Nazım Hikmet olmak üzere birçok ünlü sanatçı, şair, yazarın da eserleriyle onlara hamiliği nedendi?  Necip Fazıl’ın da “Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!” dizesinden yansıyan yürek titretici edebiyatı neye yaradı?
  Vatan aşkı yüksek idealine sahip ülkücü gençler, sömürüye karşı olma yüksek idealinden devrimci şiddete saptırılanlara        aynı yolla karşılık verince ne oldu? Sağ sol çatışmasıyla sürat ve hareket içinde ilerleyen süreç, ABD’nin çocukları generallerin darbesiyle sonuçlanmadı mı? Bu ABD baş oyuncuları, sivil iktidarında ilgilenmedikleri güvenliği darbe sonrası sağlama gerekçesi olarak “Olayların olgunlaşmasını bekledik(!)”  diye millet önünde açıkça itiraf etmediler mi? Millet evlatları birbiriyle çatışırken isyan, şiddet, terör sarmalı filminin senaryosunda esas oyuncu veya figüran olduklarını fark edebildiler mi hiç? 
Darbe sonrasında o generallere alkış tutulmadı mı meydan meydan? Nedense hâlâ bir türlü tümüyle def edilemeyen darbe anayasası  yüzde kaç oyla, nasıl kabul edildi? 1983 Özal iktidarından sadece bir yıl sonra şiddet ve terörü etnik ayrılıkçılığa dönüştürürken bir yandan da 250 üstünde şehit verdiğimiz 15 Temmuz 2016 darbe girişimini yaratanların sinsi faaliyetler sürecini kim, nasıl yürüttü de iktidar liderleri bir türlü muktedir olamadılar? 
15 Temmuz gecesi halkın gücünün üstünde güç tanımadım, tanımam diyen kimdi? Yiğidi öldür ama hakkını ver. Bu anlayış, bizim kültürümüze ait bir değer. Allah’ımın ilhamıyla derinimden tazyikli su gibi fışkıran şu şiirimi çözümlemek istiyorum:

           HAYRANLIK   
Yedi düvel çökünce üstüne,
Kimdi düşen milletin önüne?
Dünya saygıyla anıyor yine?
Kime duyuldu hayranlık kime?           
HAYDİ GELİN DE DÜŞÜNELİM ŞİMDİ!
(Çanakkale Destanını yazıp bir güneş gibi milletinin önünde cephe cephe parlayarak  bugünümüzü var eden Atatürk önünde dünya bugün hayranlık ve saygıyla eğiliyor mu eğilmiyor mu?)                                                                                                                                                              
Hak üstü güç mü var milletime?
Tank ile iman dolu göğsüme
Kim vur der, gel aşk ile ölüme?
Kime duyuldu hayranlık kime?   
(Bunca kumpas ve saldırıya rağmen oyuyla bırakmadığı liderinin dirayetli seslenişiyle darbe girişimini püskürten millet, şanlı tarihini hatırlatıp bir kez daha bütün dünyanın hayranlığını kazandı mı kazanmadı mı?) 
Trump Reis'e hayranım demiş,
Düşman ya güya alay etmiş;
Gerçeklik var ki söz dile gelmiş,   
Kime duyuldu hayranlık kime? 
(Suriye harekatlarımız karşısında ABD yılmış mıdır yılmamış mıdır; hayranlık bu nedenle olabilir mi olamaz mı?)
Kimler geldi, kimler geçti baştan.
Hepsini de tutup attı kaştan,
Bükemez bileği, öper Başkan?
Kime duyuldu hayranlık kime?
(Çok partili hayata geçtikten sonra Atatürk maskesiyle yapılan askeri darbeler ve sivil kumpaslarla demokrasimizi güdümlü   hale getiren; liderlerimizi de idamla, yargılamayla, itibarsılaştırmayla etkisiz hale getiren ABD en sonunda kendini ele verdi mi vermedi mi? Kendi askerini değil de idrakten yoksun bir çapulcu sürüsünü üzerimize sürdüğünü açık edip liderine General Mazlum diyecek kadar küçüldü mü küçülmedi mi? Bu israil güdümlü düşmanlık kimin dirayeti ve liderlik gücüyle çıktı ortaya? Gerçekten muhalefetin dediği gibi alay mı etti ABD Başkanı Trump yoksa idama götürdüğü, 6 kez kaçırdığı, krizlere soka soka acze düşürdüğü liderlere yaptığını Reis’e yapamadığının itirafı mıyı bu hayranlık sözü. Yiğide hakkını vermek miydi?)   

Düşün ey büyük milletim! Düşmanlık senaryoları bitmedi sürüyor, sürecek… Sensin, sen iyi bilirsin ey milletim! Ey muhalefet! Elbette ki iktidarın hataları vardır, olur ama rekabet için eleştirin olay-olgu akışında istemeden millete ihanete dönüştürelebilir unutma! Hata gösterirken bin düşün ki kumpasa düşüp düşman ekmeğine yağ sürmeyesin! Çok partili hayatımızın bu ilk dirayet ve gücünü sen de içselleştir de hiçbir zaman zaafa uğramasın milletin! Dikkat et ey muhalefet, belki de yarınımız sana emanet!  

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.