KÜLTÜR VE SANATSIZ FATSA BOMBOŞTUR. PEKİ NE YAPILMALI?
Öncelikle Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun bütün ürünleri halkla buluşmalıdır. (Orta Oyunu, Gölge Oyunu, Meddah, Karagöz-Hacivat, Köy Seyirlik Oyunları vs...)
Bu arada Dünya tiyatrolarından da uzak durulmamalıdır. Çeşitli örnekler sergilenmelidir.
Fatsa’nın her alanda sanat yapan kişi ya da kurumlarıyla yakın temasta olunmalıdır.
Her fırsatta işbirliği yapıp, sık aralıklarla etkinlikler düzenlenmelidir.
Özellikle çocukların, gençlerin ve ev kadınlarının bu tür etkinliklere iştiraki sağlanmalıdır.
Kültür Sarayı’nda tiyatro, konser, seminer, konferans türü programlar yapıldığında özellikle kenar mahallelerin insanları salona servisle getirilmeli ve götürülmelidir.
Bazen de merkeze uzak mahallelere, kültür-sanat servisleriyle hizmet verilmelidir. Diyelim ki; bir tiyatro oyunu, o mahallelerin uygun mekanları (Park, Bahçe, Okul Önleri vs.) kullanılarak halka gösteriler sunulmalıdır. Bunun için muhtarlarla sürekli iletişim halinde olunmalıdır.
Bu konuyla bağlantılı olarak; resmiyette mahalle ama fiiliyatta köy statüsünde olan yerleşim merkezlerinde, akşam saatlerinde cami ya da okul önündeki meydanlarda kamyon kasası veya traktör römorku sahne yapılarak tiyatro, konser vs. gösterileri yapılmalıdır.
Bütün bu aktiviteler esnasında halkın arasında herhangi bir sanat dalında yeteneği görülen ya da tespit edilenler, belediyenin desteğiyle imkan bulmalı ve teşvik görmelidir.
Fatsa’nın “en üst düzeyde tanıtımı” ölçü alınarak teşvik edici ve ödüllü yarışmalar düzenlenmelidir. (Şiir, kompozisyon, resim, fotoğraf, kısa film, tiyatro, hikaye, makale... vs.)
Söz konusu yarışmalarda dereceye girenlerin ürünleri; belediyenin internet sitesinde, yerel gazete ve televizyonlarda veya mümkünse ulusal basında yer almalıdır.
Halkın kitap okuması yönünde etkili proje ve çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu alanda seferberlik başlatılabilir. Belediyenin gezici kütüphanesi olmalıdır. Periyodik aralıklarla mahallelere gidilmelidir.
Zaman zaman okuduğu kitabı en iyi özetleyene teşvik ödülleri verilmeli ve bu da basında yer bulmalıdır. Mesela ödüller şöyle olabilir: Çocuksa bisiklet, gençse cep telefonu, ev kadınıysa beyaz eşya, yetişkin bir erkekse takım elbise veya benzeri şeyler...
Bu arada anket sonucu vatandaşın en sevdiği sanatçılar ya da sanat grupları tespit edilerek, organizasyon maarifetiyle Fatsa’ya getirilmelidir.
Anadolu’da birçok yerleşim birimi; dizi ya da sinema filmlerinin platosu olarak kullanılmış ve ülke genelinde hayal edilemeyecek tanıtım imkanları bulmuşlardır. Şimdilerde Ordu’da çekimleri yapılan Kuzey Yıldızı dizisinin olduğu gibi... Dolayısıyla dizi ve sinema sektörüyle sıkı bir ilişki ve iletişim halinde olunmalıdır. Gerekirse yapımcıları Fatsa’ya davet etmeli ve muhtemel bir senaryonun çekim mekanları için ön çalışma imkanları verilmelidir. Ve devamında projenin Fatsa’da çekilmesi sağlanmalıdır.
Kültür-sanatın konuşulduğu ve yaşandığı mekanların oluşturulması önemlidir. Bu durum gençlerin; “Fatsa’da gidilecek mekan yok” şikayetlerini en aza indirecektir. Hem de üniversite gençliğinin Fatsa’nın “silik bir şehir” olduğu algısını ortadan kaldıracaktır.
Kültür-sanat ortamı, mekanlarla sınırlı kalmayıp caddeye ve sokağa taşmalıdır. Uygun caddelerimizin Beyoğlu İstiklal Caddesi görünümü almaması için hiç bir sebep yoktur. Bu anlamda belediye, yerel sanatçıları teşvik etmeli ve ihtiyaç duyulan gerekli altyapıyı sağlamalıdır.
Özellikle Organize Sanayi, Büyük ve Küçük Sanayi çalışanlarının kültür-sanat iklimini yaşamaları kaçınılmazdır. Hayata erken yaşta atılan bir tamirci çırağının ya da tekstilde çalışan genç bir kızın, hayatı boyunca bir konsere ya da tiyatroya gitmediğini varsayarsak, olayın hassasiyeti daha net anlaşılacaktır.
Bunların yapılması halinde çevre il ve ilçelerin, hatta bütün Türkiye’nin dikkati Fatsa’ya çekilmiş olacaktır. Bu da ilçemizin bir cazibe merkezi olma beklentisini ve ihtimalini yukarıya tırmandıracaktır.
Son olarak bütün bu çalışmalarda, milletimizin milli ve manevi kültürel değerlerinin korunması ve güçlenmesine azami derecede dikkat edilmelidir. Aynı zamanda “yerelden evrensele” ifadesinde vücut bulduğu gibi kültür-sanat alanında dünyada olup bitenlere de kayıtsız kalınmamalıdır.
Unutmayalım ki; kültür-sanatsız Fatsa bir taş yığınıdır ve ruhsuzdur. HOŞÇAKALIN