DEMEDİK Mİ?
Birçok insan tevazu göstermek adına: ‘Ben dememiş miydim?’ cümlesini kullanmayı sevmediğini söyler. Ancak bunu dile getirirken zaten söylemiş olur. Ben aksine ‘’Dememiş miydim?’’ diyorum. Neyi?
Geçen (08.11.2019 tarihli) sayıda köşe yazımı; ‘’ … böyle hakimler varsa yargı reformu ne yapabilir ki?’’ diye bitirmiştim. Daha bu yazının mürekkebi kurumadan ne kadar haklı olduğum Sakarya’da tescillendi. Cumhuriyet bayramı sırasında tören alanına gelen vali, 3-5 m. yürümemek için aracını tören alanının ortasına park ediyor, bir yerel gazete de bunu haber yapıyor. Ertesi günü Sakarya Cumhuriyet Savcılığı gazeteci hakkında valinin arabasının plâkasının ifşa edilmesi ve eleştirilmesi nedeniyle gazeteci hakkında soruşturma açıyor. Gazete sahibi de haberi yapan 35 yıllık gazeteciyi işten atıyor. Bu olaya neresinden bakarsanız bakınız hiçbir tarafını düzeltemezsiniz.
Bir kere herkese örnek olması gereken bir ilin en büyük mülki amirinin tören alanına arabasını ulu orta bırakması kabul edilebilir bir olay değildir. Bunun haber yapılması kadar doğal hiçbir şey yoktur. Dünyanın her tarafında bu haber yapılır. Diğer taraftan plâkanın açıklanması suçlaması tam bir Nasrettin Hoca fıkrası gibidir. Bir ilin valisinin aracı, kırmızı zemin üzerine sarı renklerle o ilin plâka numarasından sonra (0001) rakamlarının yazılı olduğu araçtır. Örneğin Ordu valisinin aracının plâkası da 52 0001 olarak geçer. Bu bilgi bize ilkokul sıralarında hayat bilgisi derslerinde öğretilmiştir. Yani ilkokul okuyan bu bilgiye sahipken, bunun sır sayılması ve bu sırrın ifşa edilmesi suçlamasını anlamak mümkün değildir.
Yargı paketi basın özgürlüğü getiriyordu ya nerede? Biz ne demiştik: Önemli olan zihniyet meselesidir. Yasayı yorumlama meselesidir. Yarın eşini öldüren birisini haber yapan bir gazeteci için insanları eşini öldürmeye özendiren haberler yaparak suç işliyor diye soruşturma açılırsa şaşırmayın. Bu çarpıklıkları torba yasa düzenlemeleri ile değil eğitim seviyesini yükseltmekle giderebilirsiniz. Eğitimsiz insanları üstün tutan rektörlerle işte böyle sonuçlar ortaya çıkar. Bir kez daha vurgulamak istiyorum: Önemli olan sadece yasalar değil, zihniyetin de değişmesi gerekmektedir.