YARGI REFORMU (3)
İkidir yasa değişikliği yapmanın başlı başına çözüm olmadığını üstüne basa basa yazıyorum. Şimdi size bir hikâye anlatıp devam edeceğim.
2000 yılına yaklaştığımız yıllardı. Şişli’de 12 katlı bir apartmanın tapu iptali davasının davalısını savunuyordum. Duruşma başladı. Dosyaya bakan hakim davanın ortalarında olmamıza karşın: ‘’…Araştırılacak başka bir husus kalmadığından duruşmaya son verildi. İki duruşma arasında şahsi bir olayımda davacı vekili tarafından lehime tanıklık yapıldığından hür irademle karar verebilip veremeyeceğim konusunda emin olmadığımdan dosyaya bakmaktan ÇEKİLİYORUM.’’ Diyerek dosyayı başka hakimlere gönderdi. Davacı vekili meslektaşımın hakim lehine tanıklık yaptığından haberim yoktu. Ancak yargılamayı yapan yargıca göre taraf vekili olarak benim haberimin olup olmaması değil O’nun vicdanı önemliydi ve dosyadan istifa etti.
Bir başka olay: Sultanahmet adliyesinde bir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakim vardı. Yarım saate 4 duruşma veriyordu. Dosyasını okuyup geldiği için beş dakikada 4 dosyayı bitirip odasına gider, çayını içerdi. Sonraki yarım saat için yine aynı şekilde davranır, saat 14-15 gibi tüm işini bitirir servisin kalkmasın beklerdi.
Sözün özü: Yargı reformu Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi gibi vicdanlı, İstanbul Sultanahmet 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi gibi çalışkan hakimler olmadıkça hikaye olarak kalacaktır. Hele de iktidar partisinin il, içe yöneticileri ile milletvekili aday adayları, belediye başkan adayları, belediye meclis üyesi veya adayı olup da avukatlıktan hakimliğe geçenlerle bu işler hiç mi hiç olmaz, olamaz! Yıllarca partisinin başarısı için siyasi mücadele vermiş bir kişinin Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi gibi hareket etmesini beklemek çok ama pek çok saflık olacaktır. İki aylık kursla karar verme kürsüsüne çıkılmaz. En azından neyi nerde arayacağını öğrenmek gerekmektedir. Bu gün ülkemizde ihtisas mahkemeleri vardır. Aile Mahkemesi, İş Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi, İcra Mahkemesi gibi. Bu mahkemelerin yargıçları bu konularda daha bilgilidirler. Öyle olmaları gerekmektedir. Ama maalesef bir otomobilin taşınır mı taşınmaz mı olduğunu bilmeyen icra hakimleri varsa yargı reformu ne yapabilir ki?