ALTIN ARAMA..
Kaz Dağı, Murat Dağı, Munzur Dağı derken, Bahçeler mahallesindeki maden arama çalışmaları yeniden gündeme geldi.
Daha dün gibi hatırlıyorum Bahçeler mahallesindeki maden arama çalışmaları sürerken, bir grup tepki göstermesine rağmen altın arama çalışmalarının önüne geçememişti.
Bir kaç yıl sonra yine öncekinden biraz daha kalabalık bir grup bizzat Bahçeler mahallesine giderek küçük çaplı bir tepki eylem yapmışlardı. Bu grubun içinde de de ünlü sanatçı Onur Akın ve Mehmet Gümüş de yer almıştı.
ALTIN ARAMA
Sayfa 1’den devam)
Bütün bu tepkilere rağmen, en küçük bir olumlu netice alınmamış, arama çalışmaları hızla devam etmişti.
Ne zamanki Kaz dağları gündeme geldi, altın arama çalışmalarının yapıldığı yerlerden sesler yükselmeye başladı.
Toplantılar, paneller derken, geçtiğimiz hafta ilçemize gelen Fox Tv. muhabiri Fatsalı hemşehrimiz Nazlı Yerebasmaz Bahçeler mahallesine gelerek hem arama yapılan alanın görüntülerini çekti, hem de mahalle sakinleri ile röportaj yaptı.
Haber Fox Tv ekranlarında hem sabah kuşağında Çalar Saat’i sunan İsmail Küçükkaya tarafından hem de akşam Fatih Portokal’ın sunduğu haberlerinde geniş yer aldı.
Bir yerde dikkatler Kaz dağlarından sonra Fatsa’ya çevrildi.
Buraya kadar her şey güzel de anlaşamadığım tek şey, maden arama işi bu kadar zararlı ise, ki gelişmelere baktığımızda verdiği zararlar yeni yeni ortaya çıkmaya başladı, kim nasıl, neye dayanarak izin verdi? Altın arayan firma elindeki ruhsata dayanarak arama işlerini yürütüyor. Böyle bir ruhsatı olmasa zaten arama yapması imkansız.
Esas araştırılması gereken husus bana göre budur.
Bu kadar tepkilere rağmen, ruhsatı veren makamın bir açıklama yapmaması da çok garip.
Eğer zararlı ya da zararsız bir durum yoksa açıklama yapması gerekmiyor mu?
Şayet gerçekten zararlı ise, niçin arama ruhsatı verildi? Ya da Biz ruhsat verdik ama, arama şartları bellidir. Firma yetkilileri bizim verdiğimiz ruhsata göre arama yapmıştır, ya da yapmamıştır” demeleri gerekmiyor mu?
Bana göre esas mesele ruhsat veren makamın protokolüne bakmak gerekiyor. Eğer gerçekten zararlı olduğunu bile bile ruhsat verilmişse, önce o imzayı atana hesap sormak gerekmiyor mu?
Binlerce Ordu’lu ve bir o kadarda Çanakkaleli seslerini duyurmak için eylemler yapıp bu duruma tepki gösteriyorlar. Gerek yerel basın gerekse ulusal basın sürekli bu olayı gündemde tutuyor. Tutuyor ama Ankara’dan bir ses soluk yok.
Altın aranmalı mı, aranmalı.
Devletin kasasına para girmeli mi girmeli.
Ama bunun da bir hesabı kitabı olmalıdır. Vardır da.. Zararlıysa ki öyle görülüyor. Niçin yöre insanlarının canları tehlikeye atılıyor. Zararlı değilse niçin bir yetkili ortaya çıkıpta zararsız değildir demiyor.
Ve en önemlisi, zararlı ise ruhsat veren makamlardan niçin hesap sorulmuyor?
FATSA BELEDİYESPOR
İlçemizin tek profosyonel takımı olan Fatsa Belediyespor ne yazık ki istenilen sonucu alamıyor.
Haliyle de ligin son sıralırana demir attı.
Uzun yıllar idarecilik ve başkanlık görevini yürüttüğüm için konuyu iyi bilirim. Takımımız geçen yıl son anda kümede kaldı. Yeni sezona son dakikada katıldı. Haliyle son dakikada yepyeni bir kadro oluşturup lige hazırlandı. Bu takım tam manasıyla otursun, futbolcular birbirlerini tanısınlar, alışsınlar, ben inanıyorum ki Fatsa Belediyespor arzuladığımız hedefine ulaşaktır. Ümitsizliğe kapılmaya hiç gerek yok.