ADLİ YIL-HALKIN SARAYI
Daha önce düğmesiz cübbenin önünü ilikleyemediği için eli ile toparlama gayreti göstererek saygıda kusur etmemeye çalıştığı için yeni mezun kızı saraya danışman olan yüksek yargı organı başkanı ortadadır. Bu atamada birlikte çay toplamanın etkisi yoktur. Kızcağız yeni mezun olmasına karşın ülkenin bütün hukuk konularına hakimdir. Hatta bugün TBB Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’nun beğenip, arkasında durduğu yargı reformu paketi belki de bu genç ama engin tecrübelere sahip hukukçu kardeşimiz tarafından hazırlanmış olabilir. Biz de bir hukukçu olarak O’nu kıskanmak yerine kutlarız mı?
Halkın Sarayında yapılan törene katılmamak bazı meslektaşlarımıza göre anlaşılamamaktadır. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı da bizzat ‘’Burası benim değil, halkın binasıdır.’’ demektedir. Lafta doğrudur. Halkın parası işe yapılmıştır. İyi de o zaman muhalif iki gazeteci hem de davetli olmalarına karşın neden açılışa alınmamıştır? Bina halkın % 100’nün vergileri le yapılmıştır, ancak % 51’inin girebileceği, yandaş olmayanların yandaşlığı kabullenmesi şartıyla girebileceği bir yerdir. Sayın birlik başkanımız bu yolda ilk adımı atmıştır. Ben kendisini geleceğin Kayseri Belediye Başkan adayı olarak görebileceğimizi tahmin ediyorum.
Size çok bilinen bir sarı öküz hikayesi anlatayım. Tabi çoğunuz biliyorsunuzdur. Teşbihte hata olmamak kaydıyla çekincemi de koymak isteyerek. Ormanda bir öküz sürüsü yaşar. İçlerinden bir tanesi zayıf, çelimsiz ve hastadır. Aslan sürüye saldırır. Sürü ile aslan arasında karşılıklı hırpalamalardan sonra aslan bir anlaşma önerir: ‘Hepiniz zarar göreceğine bana şu ölmek üzere olan sarı öküzü verin, ben de yakanızı bırakayım.’ Der. Öküzler toplanıp önce dirense de sonra: ‘Zaten ölecek, verelim kurtulalım.’ Derler. Aradan zaman geçer aslan tekrar acıkır ve bir öküz daha ister. Yine önce düşünürler, sonra: ‘Nasıl olsa bir tane verdik. Bir tane daha verip kurtulalım. Deler. Bir gün bakarlar ki sadece üç tane kalmışlar. Şimdi hangilerini verileceğini düşünürken bir tanesi hata yapmamalıyız derken diğeri: ‘’Biz hatayı sarı öküzü verdiğimizde yaptık. Artık iş işten geçmiştir. Sonunda hepimiz aslanın yiyeceği olacağız.’’ Der. Aslında yargı zamanında yürütmenin karşısında ayağa kalkarak sarı öküzü vermiştir. Şu anda 51 Baro ikinci sarı öküzü vermemek için direnmektedir.