SAYIŞTAY RAPORU
Sayıştay 2018 yılı raporlarını yayımladı. Yayımladığı 2018 yılı raporlarına göre, devlette usulsüzlüklerin biri bitip diğeri başlamış. Belediyeler, SGK, Karayolları gibi birçok kurumun yaptığı harcamalarda ne mevzuat tanınmış ne yasa.
Raporlara göre, devlete ait taşınmazların kiralanmasında usulsüzlüğe karşın işlem yapılmamış, mevzuata aykırı olarak makam ve hizmet dışında kullanılmak üzere yabancı menşeli araçlar kiralanmış,vadesi geçmiş alacaklar için takip ve tahsil işlemi yapılmamış. Belediyeler bazı işyerlerinden vergi almayıp, Belediyelere ait yerler ihalesiz verilmiş. Bütçeden yardım alan dernek, vakıf ve birliklerin faliyetlerine ilişkin yine herhangi bir bilgiye yer verilmemiş.
Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi sürecinde şartları taşımayanlar da kadroya geçirilip, Kamu kurum ve kuruluşlarından bazıları personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına devam edilmiş. Denetimlerde, bazı kamu idareleri tarafından mevzuat hükümlerine aykırı olarak belirlenen makam ve hizmetler dışında kullanılmak üzere hizmet alımı suretiyle kiralama işi kapsamında kiralanan taşıtların yabancı menşeli olduğu belirlenmiş.
Belediye sınırları içerisinde bulunan bazı işyerlerine çevre temizlik vergisi tahakkuk ettirilmediği ve herhangi bir tahsilat yapılmadığı, su ve kanalizasyon idareleri veya ilçe belediyelerince çevre temizlik vergisi paylarının ilgili ilçe veya büyükşehir belediyesine aktırılmadığı tespit edilmiş.Mevzuata aykırı olarak büyükşehir belediye meclis kararı olmaksızın ilçe belediyelerince otopark işletildiği belirlenmiş.
Toplu taşıma hizmetleri, ihale yapılmaksızın üçüncü kişilere verilmiş. Bazı belediyelerin mülkiyetinde veya kullanımında bulunan taşınmaz mallar ihale düzenlenmeksizin doğrudan kiraya verilmiş. Bazı belediyelere ait taşınmazlar herhangi bir kiralama veya tahsis işlemi yapılmaksızın üçüncü kişilerce işgal edilmiş.
Sayıştay’ın Karayolları Genel Müdürlüğü Raporu’nda, karayollarında iş yapan bazı yüklenicilerin uygulamaları ile devleti nasıl zarara uğrattıkları da ortaya konuluyor. Rapora göre süreç şöyle işliyor: ‘Kamu İhale Yasası’na göre ihale edilen birim fiyat teklifli bazı işlerde, işin belli kısımlarına isteklilerin yaklaşık maliyet fiyatına göre yüksek teklif verdikleri, özellikle işin sonraki aşamalarında yapılmasını bekledikleri iş kalemlerine ise düşük teklif verdikleri görüldü. Bu şekilde toplamda en düşük fiyatı vererek ihaleyi alan yüklenicilerin, imalat aşamasında öncelikle yüksek teklif verilen iş kalemlerini yaptıkları, düşük teklif verilen iş kalemlerini ise sözleşme tutarının iş artışı ya da imalat değişiklikleri gibi nedenlerle tamamlanması nedeniyle yapmadan sözleşmeyi sonlandırdıkları tespit edildi. Bunun sonucunda da ihale konusu proje yarım kalıyor. Daha sonra yapılan ikmal ihalelerinde ise önceki ihalede düşük teklif verilen iş kalemleri, daha yüksek fiyatlarla ihale edilerek yapılıyor. Bu şekilde projeler planlanan maliyetin çok üzerinde bedellerle, üstelik de gecikmeli olarak bitiriliyor.
Raporda, SGK’YA yönelik de birçok usulsüzlük tespit edilmiş. Sayıştay’ın ilk bulgusu ‘tarama amaçlı muayene ve işlemlerin, yani check-up’ların, Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) aykırı şekilde faturalandırılması. Tarama amaçlı muayene işlemlerinin SGK’ya fatura edilemeyeceğinin yasada açıkça belirtildiğini söylüyor, Sayıştay. Ama fiili durum bambaşka. 2018 yılında bazı sağlık kurumları tarafından periyodik şekilde, aynı gün içerisinde, farklı takip numaraları üzerinden, farklı branşlarda muayene yapıldığını, benzer tanılar üzerinden bunun da SGK’ya fatura edildiği tespit edildi. Öyle ki bazı sağlık tesisleri aynı gün içinde 170 farklı hastaya genel cerrahi, goM6;gM4;uM6;s hastalıkları, kalp damar cerrahisi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, icP7; hastalıkları, goM6;z hastalıkları, kardiyoloji gibi ona yakın bransP7;ta isP7;lem yapmış. Peki bunun SGK’ya bir yıllık maliyeti ne kadar? 35 milyon 384 bin 396 lira. Yani bu meblağ, özel hastanelere haksız yere ödenmiş. En fazla başvurulan soygun yöntemlerinden birisi ise ameliyat malzemeleri konusunda. Bazı işlemlerde ameliyatta kullanılan malzemeler ile faturalar arasında büyük tutarsızlıklar bulunuyor. OM6;rnegM4;in; ortopedi ve travmatolojide ameliyat olmuş bir hasta icP7;in 1 adet Femoral Stem kullanıldıgM4;ı belirtilmisP7; olmasına ragM4;men, faturalandırılan sayı 48 adet. Ortalama olarak 1 adet malzeme icP7;in 2215 TL ödenmesi gerekirken, bu şekilde ameliyatı yapan tesise 106 bin TL ödeme yapılmış.
Liste böylece uzayıp gidiyor. Fakat listenin bu şekilde olmasının vahimliği bir yana, asıl vahim olan; toplumun hiçbir ferdinin bu listedeki usulsüzlükler üzerine konuşmaması ve bu kurumları yönetenlerin buralardan istifa etmeyecek olması, yine bu kurumların bağlı olduğu Bakanların da görevlerine hiçbirşey olmamış gibi devam edecek olması.
Demokratik bir ülkede olduğumuzu farzediyor ve bu kurumların yöneticilerini ve bağlı tüm bakanları istifaya davet ediyorum.