HARŞUD SAVUNMASI
å 1876 yılından itibaren Gürcistanda hicret eden gürcüler osmanlı ordusunda çeşitli kademelerde yarıştılar. Askerlikleri bittiği halde ihtiyaç oluncu da milis kuvvet olarak çeşitli rütbeler altında savaşlara katıldılar.
Bunlardan biri de harşid’de (Giresun ile Trabzon arasında ki bir ırmak) olmuştur. Bu bir savunma şavaşıydı. Bu savaşta Kabakdağlılar da vardı. Abdullan Çavuş’un babası Osman Çavuş üsttegmen rütbesi ile. Mehdi Dindar’ın babaı Cemal Dindar, Uzun Alinin babası Husni, moskobili Şakir Çavuş kardeşi Süleyman, usta oğlu Kamil, Bacalize Mehmet, Çerkez Hamdi, Makaroğlu İsmail Çavuş.
Bu saydıklarımın pet zoğunun drametik hikayeleri vardır. Mesela maskobili Şakir çavuş kardeşi süleyman’a git memlekete çouluk çoçuk ne yapıyor bakda gel diyince Süleyman abisi Şakir Çavuşa sen nediyorsun abi Rus’u buradan gezireresek evde ne çocuk kalın ne de çoluk kalır der. Ve memlekete gelmez ve savaşa devam eder.
Gogodize Osman Çavuş(Ercan Gündüz’ün dedesi) askerliğini bitirmiş eve gelmiş ama harşid’e gönülle milis kuvvetine üstteğmen olarak gitmeye karar verdiğinde eşi katamize vesile hanım üçüncü çocuğunu hamiledir Eşi vesile hanım Osman beni bu ormanda, (evinin yanında büyük bir orman vardır. Şimri o orman harşid kahramanlarını anmak için şehitler ormanı ismi adı veriymiştir.) bırakıp nereye gireyorsun diyince Osman çavuş hanımına ben kardeşim Mehmet Ali ile eniştem Yusuf Ağayı (Beşikoğlu) oraya bırakıp gelecğim der. Aslında bu eşinin gönlünü almak için söylenmiştir. Evden ayrılırken geride oğlu Niyazi, kızı Aşye hamiye eşi Vesiye’yi bırakmış, (Sonra hamile eşinren Abdullah dünyaya gelmiştir) ve Harşid’e gitmiştir.
Orada askerleri ile bir keşif bölgesine giderken Rusların mitrelyoz ile ateş açması sonucu şehit olur. Yanında ki askerler onu şehit olduğu yerde mezarını kazarlar ve defnederler. Bugün onun mezarı hala şehit olouğu yerde kaybolmaz mezar taşında Şehit osman Çavuş yazar ve hala bölge halkı tarafından orası korunmaktadır.
O yıllarda Osmanlı ruslar karşısında o kadar zayıftır ki bu nlatamaz yaşanır. Osmanlı mili kuvvetleri sahilde açıktan yüreyemezlerde çünkü nereden çıktığı belli olmayan rus savaş gemileri toplu halde gidenleri bombalar ve büyük zayiat verirlerdi.
Karada ise durum bambaşka. Osmanlı milis kuvvekleni saklandığı yerden Rus askerlerinin nerede olduğunu anlamak için (Kendileri pusuya düşmemek ve onları pusuya düşürmek için) sık yapraklı incir ağacına etrafı kolaçan etmek için çıkar.Karşı taraftada ti Rus askerinin ağaca zıkma gibi bir derdi yoktur çünkü elinde dürbünü vardır. Bizim milis kuvvetleri askerlerinin dürbünü yoktur. Ruslar uzaktan incir ağacının üzerinde onları görürler. Ateş ederler incir ağacından yere ölü olarak düşürürlerdi.
Bu olaylar ceyran derken Rusyada yönetim değişir. Stalin Rusyada boşevik ihtilalınin yapınca Rus ordusu Karediniz sahilinden geri çekilir. Milis kuvetlerinin harçlı savunmasını ( tarih kitapları yazmaz ama) büyük bir karşı koyma hareketi olmaz ama Kabakdağlıların hafızasında tarih olur kalır.
Şimdi bunu neden yazdım, bu vatanın savunmasında yalnız kafkas muacirleri mi vardı ? Hayır. Yugoslayvyadan gelen göçmenler, Bulgaristan’dan gelen Soydaşlar, Yunanistandan gelen mübadillerler. Öyleki. Çanakkale savaşında aynı siperlerde aynı dili konuşamayan askerler vardı.
Yalnız bu suriyeleri anlamadım. Biz ensarız. Onlar maucir. onlara vatanımızın sınırların açtık. Müslüman diye sahip çıktık. Camilerde ki saflarda bir suriyeli yok. Namazdan çıkarkenkapıda bir çok kadın ve çoçuk suriyeli dilenci var!