ANKARA- İSTANBUL
Bahar yorgunluğunun yanına bir de Ramazan rehaveti eklenince insanın eli kolu kalkmıyor. İnsanın içi buruk oluyor.
Günlük sohbetlerimizi dahi iftar sofrasına bırakıyoruz. Tek tesellimiz bayramın gelecek olması, bayram sevinicini sevdiklerimizle, eş ve çocuklarımızla coşkusunu yaşayabilmek ve hasret giderebilmek.
Hasret denilince birden aklıma geldi. Kendimizi yoğun iş temposuna o kadar çok kaptırmışız ki, yakın çevremizdeki dostlarımızla birlikte görüşemez hale gelmişiz.
Ramazan öncesi Ankara’da ticari hayatını sürdüren sevgili dostum Sayim Altunbey hem telefonla, hem de sosyal medya üzerinden, Ankara’da mini Fatsa gecesi düzenlediğini, olağanüstü bir durumun yoksa bir araya gelmek istediğini söyleyince, birden iştahım kabardı. Bir defa davet kelimesinin başında Fatsa var. Davet de, ciğerini bildiğin yakın dostların var. Bakarız, ederiz demeyip, lafı evelemeyip gevelemeden kabul edip Ankara’nın yolunu tuttuk.
Mini Fatsa gecesinde uzun süredir yüz yüze görüşmediğimiz can dostlarımızla buluşup hasret giderdik. O kadar güzel bir duygu ki, mini Fatsa gecesine katılanların hemen hemen hepsinin ortak anıları, hatıraları var. Ortak anılar, Fatsa’nın dünü, bugünü. Belediye eski yönetimin yeni yönetime bıraktığı borç. Yeni başkanın vaadlerini yayıp yapamayacağı. Fatsa’lıların Fatsa’da azınklıkta kaldığı, çoğu Fatsalının sonradan Fatsa’ya yerleşip yaşayanları tanımadığı.... Fatsa sevgisi. Özlem.. anılar... Anlatıldıkça anlatıldı. Anlatıldı ama, saate baktık ki, epeyce geç olmuş. Dağılma vakti geldi. Frst Apart Otel Restoranda bir araya gelen Sayim Altunbey, Eşref Dizdar, Mustafa Yurttaş, Mahmut Karaduman, Yaşar Yaran, Ahmet Saygılı, Meftun İnanır, Namık Yalçın, Kutsi Yerebasmaz ve Ferudun Cumhur Altuntaş, bu tür mini gecelerin her ay yapılmasını kararlaştırdılar. Bu arada ağır grip hastalığına yakalandığı için geceye katılamayan Mehmet Dizdar kardeşime açıl şifalar diliyorum.
Bunları niye yazdım?
Aslında hepimizin beklentisi, ilçemizin bir adım daha öne gitmesi, tüm sorunlarını bir an önce çözebilmesi. İşte Fatsalılar olarak mini buluşmalarda dahi olsa sorunlarımızı, beklentilerimizi masaya yatırıp çözümü için ilgili mercilere iletip takip ettiğimiz zamanda inanıyorum ki, sıkıntılar bir bir hallolur.
Ben Ankara buluşmasında buna bir kez daha şehit oldum.
ATAKÖY HASTANESİ VE
MAHMUT ALİ ARSLAN
Hafta sonu Ankara’ya gelince, 4-5 saat daha yola devam edip rotamızı İstanbul’a çevirdik. Hem çocuklarımızla, hem de Ataköy Hastanesi İşletme Müdürü Mahmut Ali Arslan’la buluşur, mini bir Çek-ap tan geçeriz dedik.
Yaş ilerleyince sağlık problemleri de beraberinde geliyor.
Özel Ataköy Hastanesi İşletme Müdürü hemşehrimiz Mahmut Ali Arslan’ı yıllardır tanırım. Çalıştığı iş yerinin dışında o kadar sosyal faaliyetleri var ki, anlatmakla bitirilemez. İnsanlarla kurduğu sıcak ve samimi dostluklar o kadar çok göz doldurmuş ki, arkadaşları arasında da “Prens” olarak anılıyor.
Sevgili kardeşim, Mahmut Ali Arslan’a gösterdiği sıcak ve samimi dostluğuna ne kadar çok teşekkür etsem azdır.
Hep Fatsa Fatsa diyoruz ya. Doğru bir söz ama, Fatsa Fatsalılarla bir araya gelindiğinde güzel oluyor. Güzel dostlarla, güzel oluyor. Güzel ve samimi ilişkilerle güzel oluyor.
Kısa ömrümüzde, güzel güzel yaşamak varken, kalp kırmadan, ah almadan, kötü söz söylemeden, birbirimizi anlayışla, hoşgörüyle karşılamamız gerekmiyormu?