Ne Anladınız Bu Seçimden...
Nihayet seçim geldi, çok şükür palavradan ve gereksiz sataşmalardan kurtulacağız. Aylar süren seçim çalışmaları hem yerelde hem de ülke genelinde akılda ne bıraktı bir düşünün. Beka, Zeka, Sahte Senet, Kürdistan, Görevden Alma, Yeni Zelanda, Fetö, Zillet, Ezan, Martın Sonu Bahar, Gönül Belediyeciliği, diye sıralanacak daha birçok sözcük. Yerel seçim ile uzaktan yakından ilgisi olmayan söylemlerin yarıştığı, koskoca büyükşehirlerde bile akılda kalan tek bir projenin olmadığı, sadece karşıdaki adayı kötüleyen ve asla ve asla hiçbir umut vaad edemeyen adaylar yığınının oluşturduğu seçim atmosferi. Tam Türk tipi aday ve bunların yarışını izledik 3 aydır, nihayet bitiyor kurtuluyoruz...
Ülkedeki ekonomik krizi avantaja çeviremeyen muhalefeti mi anlatayım, yoksa ekonomik kriz yokmuş gibi davranan ama manav gibi patates soğan satmaya başlayan iktidarı mı anlatayım bu son yazıda bilemedim. O yüzden ortaya karışık yapıyorum, tarafta değilim, hasım da. Yazıyı bu mantıkla okuyunuz. Beni kendimden başka hiç kimse ve bağlı bulunduğu görüşü ilgilendirmiyor...
İktidarın söyleminin " vaad ve projeyi" geçtik, tehdit dili taşıması ve en tepeden en dibe kadar herkesin bunu tekrarlaması bırakın eleştirmeyi utanılacak seviyede esasında. Koskoca Bakan'ın çıkıp muhalefeti kast ederek " bu adilere mi oy vereceksiniz" demesi sadece benim garibime mi gitmiş anlayamadım. Çünkü medyada eleştirisini duyamadım. Yine bir başka bakan'ın " oy isterken yalvarmasını, başka bir vekilin insanlara öküz demesini" bu insanlar unutmaz diye düşünüyorum. Muhtemelen de yanılıyorumdur...
Muhalefet derseniz o da ayrı bir hikaye. Koskoca Ankara’da 3 dönemdir aynı adamı her defasında başka bir partiden aday yaparak seçim kazanmayı hedefleyen bir mantıkla seçime giriyorlar. Bu aday da arada rahat durmamış olacak ki, iktidar sahte bir evrak üzerinden günlerdir kendisini eleştiriyor. Bunda haklı mıdır değil midir bu yargının konusu ancak, suçlamanın odağındaki herife " saygın bir iş adamı" denilmesini muhalefet çocuk pornocusu cevabıyla karşılıyor. Memleketteki seviyeyi görmeniz açısından önemli bir konu bu...
Bunca karmaşa ve ekonomik kriz arasında yapılacak seçimde, bence üç ay önce kime oy vereceğini kararlaştırmış olanın fikri değişmemiştir. Seviyeli ve nazik üslup kullanan, palavra değil gerçekçi anlatımları olan, halka dokunmayı iyi bilen ve derdini bizzat paylaşan adayların ön plana çıktığını düşünüyorum. Ve kim ne derse desin bu seçimin şimdiden tek kazananı İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’dur. Tanındıkça oyu artmış ve siyasete güler yüz, samimiyet ve doğallık getirmiştir. Ankara’daki vasıfsızlara da örnek olması dileğiyle umarım siyaset sahnesinden silinmez ve hak ettiği yeri bulur diyorum...
Yerele gelirsek, iki aday arasında ilçemizde yaşanan yarışı yine tevazu sahibi, güler yüzlü ve sakin kalan kazanacak diye düşünüyorum. Büyükşehir ise sürprizlere gebe ve hakkı yenenin tahta oturacağı bir yarışa sahne olacak gibi görünüyor. Bizim insanımız "mazlumun" yanındadır ve geçmişte de hep böyle olmuştur. Bir vatandaş olarak, dürüst, namuslu, çalışkan ve kibir sahibi olmayan birinin seçilmesi en büyük dileğim. Hizmet zaten asli görevi, insani vasıflarının daha ön planda olmasını ben arzu ediyorum, kibirli ve ulaşılamaz tipler görmekten sıkıldı memleket. Bizi isim olarak kimin kazanacağından ziyade, şehrin vizyonu ne olacak ve gelecek nesillere nasıl bir Fatsa bırakacak tarafı daha fazla ilgilendiriyor. Hepsine başarılar diliyor, emeklerine sağlık ve fikirlerine teşekkürler ediyoruz. Kazanan Fatsa olsun...