FATSA-BOYABAT HATTINDA BEŞ GÜN..
Koca ekip; günler öncesinden başladı, Boyabat’la yatıp kalkmaya...
Çoğunluğu Fatsalı tiyatro oyuncularından oluşan Çanakkale Platosu ekibi, Boyabat’da 18 Mart Çanakkale ruhunu yaşatmak için günler öncesinden başladı hazırlıklarına...
Öyle bir ekipti ki yola çıkan; aynı anda hem tiyatronun, hem Fatsa’nın, hem de vatanın aşıklarıydı onlar...
İlginçtir... Tiyatro tutkunu olmalarına rağmen, tiyatrodan başka her işi yapmak zorunda olan bireylerden oluşmuştu ekip...
Çünkü burası Türkiye’ydi... Ve dahi Fatsa’ydı...
Sadece bu işi yaparak yaşamı idame ettirmek mümkün değildi.
Öte yandan böylesi ciddi bir proje için de olsa, provalarını rahatlıkla yapacakları bir adresleri yoktu Fatsa’da...
Söze gelince kültür-sanatı dilinden düşürmeyenler, her nedense bu çocuklara bir mekan tahsisini düşünmemişlerdi... Belki de yoğun mesailerinden dolayı bu işlere sıra gelmemişti.
O yüzden de hazırlık yapacakları bir adres bulamayınca, ekipteki arkadaşlarına ait olan Adres Cafe’de yaptılar provalarını...
Buna rağmen mekansızlık dert olmadı onlar için...
Şevkle, azimle hazırlandılar Boyabat halkı için...
Fatsa’nın sanatsal potansiyelini göstermek için...
Ve Çanakkale ruhunu hakkıyla yaşatmak için...
Gaye ve hedef varsa, engellerin önemi yoktu çünkü...
Arkadaşımız İlker Taze, Fatsa’da oyuncu adrosunu hazırlarken, kardeşi Ali Can Taze de kostüm, malzeme vs. için İstanbul hazırlıklarını tamamladı.
14-18 Mart tarihleri arası yapılacak etkinlikler için heyecanla, coşkuyla 12 Mart’ta yola çıktılar.
Ve şehrin işlek bir mevkiinde Boyabat Belediyesi’nin tahsis ettiği alanda cepheler kazıldı, sıhhiye ve karargah çadırları kuruldu.
5 gün boyunca neler yapılmadı ki...
Alanı doldurup taşıran vatandaşlara 1915’in o yoksul şartlarında kullanılan tıbbi malzemeler tanıtıldı.
Morfin gibi uyuşturucular olmadığı için yaralı askerlerin canlı canlı nasıl ameliyat edildiği anlatıldı.
Cepheye gitmek için can atan 15 yaşındaki Yozgatlı Hasan’nın, anasının feryatlarına rağmen nasıl askere gittiği başarıyla temsil edildi.
Özellikle anasının, Hasan’ın saçlarına ne maksatla kına yaktığının anlatıldığı sahnede duygular doruğa çıktı.
Çünkü Hasan; anasına gönderdiği mektupta, kumandanının, saçındaki kınayı sorduğunu yazmıştı.
Anası da cevabi mektubunda demişti ki; “Oğlum kumandanına söyle... Biz; kurbanlıklara kına yakarız. Allah’a kurban olsun diye... Evlenen kızlarımıza kına yakarız. Eşine kurban olsun diye... Askerimize kına yakarız. Vatana kurban olsun diye...”
Ama Hasan, anasının mektubunu göremeden şehit düşmüştü.
Mektubu okuyan kumandanıysa gözyaşlarına boğulmuştu.
Değirmen misali insan öğüten Çanakkale’de, metrekareye 6 bin mermi düşmüştü...
Sağ çıkmanın mümkün olmadığı bir kıyametti Çanakkale...
Eledim eledim, höllük eledim... Kışlalar doldu bu gün... Ve Çanakkale içinde vurdular beni gibi türkülerle Anadolu’nun feryatları yankılandı Boyabat’da...
Çocuğundan yaşlısına alana girdiğinde iliklerine kadar 1915 ruhunu yaşadı vatandaşlar...
Zaman zaman gözyaşları içinde kaldılar.
İşte bunu yapan ve başaran Fatsalı oyuncu kadrosuydu.
İzninizle şu isimleri alınlarından öpüyorum:
İlker Taze, Ali Can Taze, İbrahim Çapkın, Ercan Karataş, Tamer Özyurt, Yasemin Coci, Ogün Özcan, Mert Aktaş, Recep Ali Ön, Tuba Çakmak... Ve tabi İstanbul kanadı...
Hepinizi başka Çanakkale Platolarında da görmek dileğiyle... Var olun.