CHP - DSP
Bu iki parti siyasi yelpazede birbirine yakın konumdadırlar. Aslında okul yıllarında okuduğumuz manada siyasi partilerin ekonomik programlarının ve dünyaya bakış pencerelerinin çok karıştığını sağ siyasette sol bir uygulama, sol siyasette sağ uygulanmalar görmenin mümkün olduğunu söylemek mümkün oldu. Bütün bunlara karşın bu iki partinin akrabalığından söz etmek mümkündür. Bu ön açıklamadan sonra gelelim günümüze ve küskün CHP’lilere:
Yerel yönetimlerle ilgili aday listeleri daha önce bölüm bölüm açıklanmış ve 19. Şubat Saat 17.00 itibarıyla da seçim kurullarına verilmiştir. Hemen belirtmeliyim ki kanaatimce CHP genel merkezi bu süreci iyi yönetememiştir. Elbette herkesi memnun etmek mümkün değildir. Bir seçim döneminde tabanda ve aday adayları arasında bu kadar hoşnutsuzluk yaratmak da doğru değildir. Herkesin Sayın Aziz Kocaoğlu veya Bandırma Belediye Başkanı gibi sağduyulu hareket etmesini beklemek belki fazla iyimserlik olacaktır. Ancak Kırklareli’nde Mehmet Kesimoğlu, Muğla’da Mehmet Kocadon, Avcılar’da Handan Toprak, Şişli’de Mustafa Sarıgül olmak da toplumun belli kesimi tarafından hiç ama hiç tasvip görmemektedir. Bu iki partinin siyasi yelpazenin birbirine yakın bölgelerinde yer alması nedeniyle birinden diğerine geçişler çok sakıncalı görülmese de tam seçim arifesinde CHP’den aday gösterilmeyince bu değişimin yapılıp, DSP’den aday olunması ne siyasi ahlaka, ne de insani ahlaka sığmaz. Olsa olsa siyasi yelpazenin sağ kanadında olan partilere hizmet etmek olacaktır. Bunun en güzel örneği geçen seçim döneminde Akkuş İlçemizde yaşanmıştır. CHP’nin Akkuş Belediye Başkanı iken yeniden aday gösterilmeyen Sayın Ergüder Efil, DSP’den aday olmuş, sol kanattaki oylar CHP ve DSP arasında bölündüğünden AKP’nin adayı seçimi kazanmıştır. Şimdi hiç kimse kendisine haksızlık yapıldığı edebiyatı yapmasın! Bir kısım başkanlara haksızlık yapıldığını yazının başında zaten yazmıştım. Önemli olan ve büyük insan olabilmek için gerekli vasıf bu durumda dik durabilmektedir. Hangi bahane ile olursa olsun ‘’Ben varsam, parti de var! Ben yoksam parti de yok!’’ anlayışı doğru değildir. Hiç kimse değil CHP, en küçük bir siyasi partiden bile büyük değildir. Kim olursa olsun seçim arifesinde partisini terk edip başka bir partiden aday olma yolunu seçen koltuk bağımlılarını kınadığımı bildirerek yazıma son vermek istiyorum.