HESAP NASIL DÖNER
Ak Parti Ordu, Samsun belediye başkan adayları belli oldu. Halktan duyulan sesler var. Köşeme alacağım ama görüşümü de arz edeceğim. Objektiflik içinde önce bir gerçeği hatırlatmak isterim. Cumhurbaşkanı hasbî olmak veya hesap peşinde olmak üzerinde durdu yine. Çok önemli. Bu yaşa gelinceye kadar gördüm ki herkes hesap peşinde! Rahmetli Haldun Taner’in çok sahnelenen Keşanlı Ali Destanı politik bir oyun. Bu oyunda koro halinde sürekli ezgiyle tekrarlanan söz, herkes hesap peşinde! İnsan nefsinin mücadelesi bu. Bilim insanı Maslov’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde öncelik güvenliği sağlamak, sonrası beden ihtiyaçları. Bunların ardından da kendini gerçekleştirmek geliyor.
Kendini gerçekleştirmek ise en çok siyasette hırsa dönüşüyor. Makam mevki edinme, böylece ilgi odağı olma duyguları kamçılanıyor çünkü. Bu psikolojik bir gerçektir. Ancak siyasetçilerin halka karşı sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk duygusu ağır basmaz da benlik duygusuna kapılırlarsa hata yaparlar. Dengeyi kaybetmek için kaygan zemindir siyaset!
Ak Parti çok uzun süre iktidarda kaldı. Liderin dirayeti, geniş kitleleri etkiledi geldi ve gidiyor. Dilinden düşürmediği değerler de hesabî değil hasbî olmak, tevazu sahibi olmak, Allah’ın düşmanı kibre asla kapılmamak, halkla iç içe olmak, kapı kapı dolaşmak, sıkılmadık el bırakmamak…vs. Lakin uzun süre iktidarda kalınca makam mevki sahipleri ister istemez talepleri karşılayamaz oluyorlar. Yoğunluk gerekçesiyle halktan uzaklaşıyorlar. Halkın gönül ortalamasını da bulmakta güçlük çekiyorlar böylece. Siyasî beklentisine cevap bulmak için tepedekilere ulaşamayan ancak halkla iletişimi iyi olanlar da oluyor. Listeler açıklanınca halka bir şey sorulmadı, sorulsaydı halk beni seçerdi diye dert yanıyorlar.
Listelere alınmayanların bu derdi dillendirmelerinin bir nedeni de Cumuhurbaşkanının Ordu’da söylediği şu söz: Siz istikamet göstereceksiniz, biz yürüyeceğiz. Milletin adamı olup herkese eşit mesafede olmanın gereği bu söz. Ancak halkın istikamet göstermesi nasıl olacak? İletişim kanallarını tıkarsanız halkın gösterdiği istikameti nasıl öğreneceksiniz? Halkın gösterdiği istikamet, lidere doğru ulaşıyor mu ulaşamıyor mu? İşte bütün mesele bu. Recep Tayip Erdoğan birçok yol arkadaşını kaybetti. Oysa destansı liderliğini benimsemişti hepsi. Onun deyimiyle niye indiler trenden? Nefse yenik düştükleri için değil mi? Hata yapıyorsun, göze çarpıyor. Görevden alınınca da vay efendim haksızlık! Sabret kardeşim. Önemli olan dava değil mi? Sen hasbî olarak atılımlarını sürdür, günün birinde nasip olur, çabanı görürler. Görmezlerse de nasip değil de geç..
Geçtiğimiz seçimde listeye giremeyen vekil adayı, kendisini önemli bir konumdaki bir kişinin veto ettirdiğini ve bir vekil kaybedileceğini söylemişti. Dediği gibi de oldu. Sonra onu veto edene bunu söyledim samimiyetine güvenerek. Dedi ki herkes lidere görüş söyler, aday birçok yönden inceletilir, hiç tahmin edilmeyen kişiler de dinlenir, GBT’ler incelenir, beklenir. Sonuç kararı lider verir. Lidere bilgi veren hiç kimse de umduğunu bulamamıştır bu zamana kadar, o arkadaşım beni bilmiyor mu?
Ordu, Samsun, Amasya benim köşe yazdığım iller. Üçünün listeleri de didik didik incelendi, dinlendi insanlar. Bence listeler iyi. Hilmi Güler, liderlik özelliği olan toparlayıcı bir insan. Başkanı görevden alınan Ünye’in adayı Hüseyin Tavlı da tam isabet. İlçe başkanıydı ve dengeleri ustaca sağladı. İtirazı olan haksızlık eder. Başka ilçelerden de olumsuz bir tepki gelmedi. Ancak Çaybaşı halkı canlı yayınla sıkıntı duyurdu. Aradım, sordum. Niye? Çaybaşı Ordu’nun yüz akıdır. En yüksek oyu aldı hep. Sürekli iletişim halindeyim orayla.
Diyorlar ki biz mevcut başkanın yanındayız. Muhtarlar, STK’lar…vs. Dinlenmedik, bize hiçbir şey sorulmadı. Bunu söyleyenler haklı mı bilmem ama iki bine yakın kişi toplandı, salon tıklım tıklımdı. Göz ardı edilecek bir görüntü değil. Başkanın çok çalışkan olduğunu biliyorum, insanlarla da hep iç içe. Aday gösterilmediyse kendisinin de bilmediği bir durum değerlendirmesi söz konusu olabilir. Değerlendirme hatalıysa bunu ilçe halkı bilir. Gerçekten haksızlığa uğradığını düşünüyorsa Fakıbaba gibi davasını terk etmeden koyabilir bağımsız adaylığını, böylece kendisini tutan halkın nabzının doğru alınamadığını kanıtlamış olur liderine. Topladığı halk samimiyse, gerçekten onları memnun ettiği gerçekse en demokratik hakkı bağımsız aday olmak. Lider de takdir eder bunu. Fakıbaba belediyeyi almakla kalmadı, bakan da oldu. Halkın sesi olabilen siyasetçiye ancak saygı duyulur.
Yanlış hesap böyle döner ancak. Huzursuz olmaya, huzursuzluk çıkarmaya hiç gerek yok!