KAR
Kar beyazdır. Temizliği, saflığı temsil eder. Bu yazıyı yazmadan önceki gece 02.30’da kalkıp sokaklara baktım yine yağmamıştı. Meteoroloji son üç gündür İstanbul’a kar yağacağından bahsediyor, ama kar bir türlü yağmıyordu. Boğaz Köprüsü’nün girişinde ve çıkışında kar makinaları bekliyor ve fakat kar bir türlü yağmıyordu. Bu yazının yazıldığı anda hala kar bekliyoruz. Sonra düşündüm de temizliği, beyazlığı ve saflığı simgeleyen karın neden gelmediğini yine yaşadıklarımıza bağlamak geldi içimden.
Öyle ya: Her gün kahraman erkeklerimiz işkencelerine boyun eğmeyen, kendilerinden ayrılmak isteyen eşlerini ayva doğrar gibi kesip öldürüyorlar. Hatta yıllar önce kendilerinden ayrılıp, yeni bir hayat kuranları bile affetmiyor, Onlardan öç almaya kalkışıyorlar ya… Kar bu adamları mutlu etmek için mi yağsın? Haklı ile haksızı ayırt etmek için hukuk fakültesini seçen ve ilerde yargıç olup adalet tecelli ettireceklerin bilgi hırsızlığı olan kopya çekmesine göz yummadığı için saf ve pırıl pırıl bir genç kadın öğretmenlerini öldüren caniyi mutlu etmek için mi yağacak kar…
Kar, mutluluk, saflık, temizliktir. Aklıktır. Paklıktır.
Ukrayna’da tıp tahsili yapmak için savaşım veren biri 20 diğeri 21 yaşında geleceğin can kurtaracak doktorları olan pırıl pırıl genç kızlarımızı hunharca öldürebilen sapıklara küstüğü için yağmıyor…
Her geçen gün azalacağı yerde sayıları çığ gibi artan sekiz çizen, emniyet şeridi müdavimi, çakarlı trafik magandalarına inat olsun diye gelmiyor kar….
Dahası: Siyaseti çığırından çıkarıp, halka ve ülkeye hizmet yerine, şahsi çıkar aracı yapmaya çalışan gafillere kızdığı için yağmıyor kar…
Kar: Güzelliklerin temsilcisidir. Ama kendimize çeki düzen vermez, aklımızı başımıza devşirmezsek belki gökten kar taneleri dökülür, ama saflığın, temizliğin temsilcisini daha çok bekleriz. Herkesin, her kesimin önce kendisinden başlayıp, vicdan muhakemesi yapması gerekmektedir. Hep karşıdakinden özveri beklemek çıkmaz tünelde seyahat etmeye benzer. Gidersin, gidersin ama ışığa ulaşamazsın!