SİYASİLERE AÇIK MEKTUP
Sayın Milletvekilleri;
Tüm partilerin, tüm şehirlerin Milletvekilleri. Nereli olduğunuz, hangi partiden olduğunuz, hangi görüşü savunduğunuzun bir önemi yok.
Hangi mahalleden olduğunuzun, daha önce yaptığınız işin, hangi eğitimi aldığınızın da bir önemi yok.
Muhafazakar olabilirsiniz, ateist olabilirsiniz, liberal olabilirsiniz, ister Müslüman, ister Hristiyan da olabilirsiniz.
Hangi etnik kökenden geldiğinizin, babanızın mesleğinin, atalarınızın nerelerden gelip, nerelere yerleştiğinin de bir önemi yok.
Viski içip içmediğinizin, ayran sevip sevmediğinizin, balık mı, kırmızı et mi yediğinizin, inanın zerre kadar önemi yok.
Sadece vicdanlı, sağduyulu, güven veren, cesaretli ve insanları seven biri olmanızın önemi var. Gözlerinizin olanı biteni görmesine, etrafınıza şöyle bir bakmanıza; annelerin, çocukların, eşlerin çığlıklarını duyan kulaklarınızın olmasına ihtiyacımız var.
Birbirinizle laf düellosu yapmanızın, sen haksız ben haklı kavgasına girmenin, oy verenlerin vermeyenlerin listesini tutmanızın, ona buna hakaret yağdırmanın bize bir faydası yok.
İnsanları kutuplaştırmanın, düşüncelerine göre ayırmanın, senden benden duygusu yaratmanın hiç sırası değil.
Bakın ne oldu bize. Her gün bir evden daha feryatlar kopuyor, her gün bir anne daha, çocuğundan ebediyen ayrılmanın acısıyla kavruluyor. Bir gün daha umutsuz, bekleyişle ve korkuyla geçiyor. Ne olacak, nasıl bir haber gelecek endişesi, insanların tüm yaşam sevincini gölgeliyor.
Güven duygusu zedelendi, kin nefret duyguları tırmanıyor, sokaklar yazı değil, kara kışı yaşıyor.
Biliyor musunuz neyin önemi var artık. Savaş çığlıklarını susturup, barış için ne gerekiyorsa yapmanın önemi var. Savaşın asla kazananı olmadığının farkına varıp, barış içinde susmanın önemi var.
Ağıtlar yakılıyor duymuyorsunuz, her dilden ağıtlar, her dilden çığlıklar yükseliyor, duyamıyor musunuz?
Biz her dilden şarkıların söylendiği, her dilden masalların anlatıldığı, aynı toprakların aynı çocuklarıydık, ayrı düştük, görmüyor musunuz?
Bizim hayallerimiz aynıydı, topraklarımızın kokusu aynı, yağmur hep aynı yağardı üstümüze, şimdilerde hayal kuramıyoruz yeşillerimiz çalındı, tozlu topraklar savruluyor her bir yana görmüyor musunuz?
Yollarımız vardı, umutları birbirine bağlayan, yüksek dağlarımız vardı, aşmakla zafer kazandığımız, şehirlerimiz vardı, her bir insanında aynı çile, aynı umut tohumu yüreklerinde. Hani ortaktı geçmişimiz, hani ortaktı geleceğimiz.
Ne oldu bize, halen görmüyor musunuz?