Vizyonu Olan Başkan Seçilsin...
Saçma sapan ve topluma hiçbir faydası olmayan tartışmalarla gündemin oluşturulduğu ülkemizde,esas konuşulması gerekenleri konuşmadığımız bir seçime doğru daha hızla ilerliyoruz.6 ayda bir neredeyse sandık başına gidiyoruz ve tercih yapmaktan ve birilerini belirlemekten aslında bıktık usandık...
Andımız,Türkçe ezan veya Kaşıkçı olayı gibi "suni" gündemlerle oyalanan vatandaşın,miğdesindeki ağrı gittikçe artıyor ama biz kılmadıkları namazın çağrısının Türkçe mi olup olmamasını konuşuyoruz.Abdest bile almayı bilmeyenlerin,ezan konusunda fetva vermesini niye dinliyoruz anlamak mümkün değil.Ya da eğitim için çabalayan çocuklarımıza doğruluk-dürüstlük ve çalışkanlığın hatırlatıldığı Andımızın kime niye battığını akılla ve izanla izah etmek pek mümkün gözükmüyor...
Faiz ve kul hakkı yemekten çekinmeyenlerin,domuz etini yemeyi eleştirmesi gibi birşey bu. Ekonomik daralmayı ve gittikçe küçülmeyi önlemek yerine,gündemi meşgul ederek unutturmaya çalışmakta bir taktik olsa gerek.Diyanet İşleri Başkanının 9 Kasımdaki meczubu ziyareti,10 Kasımdan fazla kamuoyunda yer aldı.Atatürk'e olan hayranlığı ve 29 Ekimi oldukça görkemli kutlayıp,hatta ülkenin en büyük projesini dahi o gün açarak dünyaya mesaj verme çabası,cübbe giymiş bir bürokratın hatası ile karalanmalı mıydı,düşünmek lazım hükümet açısından. Bu fotoğrafta gözüken hatayı cezasız bırakmak hükümet açısından bir gaflettir ve karşılığını da bulacaktır...
Yaklaşan seçimlerde belirlenmeye çalışılan adaylarda herkes kazanmayı hedefliyor doğal olarak ama,şehirlerin ırzına geçildiğini ve bilmem kaç yılda düzeltilebileceğini kimse söylemiyor. Vizyonu olmayan,iletişimi sıfır,sadece biat edecek ve yaka ilikleyecek kişilerin değil,yaşadıkları şehrin sorunlarını bilen veya bilene danışacak kişilerin aday yapılması gerektiğini önemle vurguluyoruz. Belediye binalarını " kat karşılığı inşaat mantığıyla" yapmayacak,sahilden yukarıya doğru kat sayılarını düzgün belirleyecek,şehrin otopark sorununu çözecek,her mahalleye "gökdelen" diktirmeyecek,şehirlerin aynı zamanda bir sosyal hayatlarının da olduğunu hatırlayacak kişilere ihtiyaç var. Bu yazdıklarımı beceremeyecek olan varsa Allah'ını severse aday olmasın. Koca şehrin dışarıda tanınacak bir ürünü ve simgesi yoksa ve akılda kalan bir sokağı ve vizyonu olmamışsa herkes aynaya bir daha baksın. Yoksa o onun adamı,bu buna bağlı diye aday belirlenecekse vay geldi halimize.Eller aya çıkarken bizler geri gitmeye devam ederiz.Köylerden aldığımız göçlerle de koca bir köye dönüveririz.O zaman da bir başkana değil "muhtara" ihtiyaç duyarız haberiniz olsun. Kalın sağlıcakla...