FATSA’YI SEVİYOR MUSUN?
Gelin sizinle bu hafta ütopik bir dünyaya açılalım.
Bunu da Fatsa adına yapalım.
Anahtar soru şu olsun:
“Yüz binin üzerinde nüfusu olan bir Fatsa, ortak hareket ettiğinde neler yapabilir?”
Fatsa istese; “Fatsa’yı seviyorum” sloganından öteye gidebilir mi?
Fatsa istese; “Sevgi emektir” anlayışını eyleme dönüştürebilir mi?
Öksüzüne, yetimine, sokakta kalmış fakirine, en hayati ihtiyaçlarını bile karşılayamayan mağduruna kol kanat gerebilir mi?
Bunu da hiç bir insanın izzet-i nefsini yaralamadan yapabilir mi?
Yoksulluğun suç sayıldığı bir kentin kapılarını aralayabilir mi?
Fatsa istese; liberal ekonomiye, serbest ticarete rağmen zor durumda olan yerli esnafına sahip çıkacak duyarlılığı gösterebilir mi?
Buna benzer hassasiyetlerle ilçenin ekonomisine ve piyasasına hayat verebilir mi?
İlçenin yüz akı OSB türü büyük adımlara imza atabilir mi?
Bu sayede işsizliği ortadan kaldırabilir mi?
Fatsa istese; okuma alışkanlığında dev bir adım başlatabilir mi?
Özellikle gençlerin ellerinde telefonla değil, kitapla gezip tozmasını sağlayabilir mi?
Bunu yaparak tüm Türkiye’de ve hatta dünyada parmakla gösterilecek doruklara tırmanabilir mi?
Bilinçli internet kullanan, bilinçli tv izleyen muhteşem bir kitle oluşturabilir mi?
Fatsa istese; kültür ve sanatta dev adımlar atabilir mi?
Neredeyse her caddesinde bir tiyatro, her sokağında kitap okuma mekanları, sahilinde resim sergileri, ana caddelerinde sokak şarkıcıları olan ve gözün gördüğü her yerde sanat kokan bir şehir haline gelebilir mi?
Konferanslara, seminerlere, panellere ev sahipliği yapacak bir konuma gelebilir mi?
Türkiye ve dünya çapındaki sanatçıların gelmek için can attıkları bir çekim merkezi olabilir mi?
Ama ille de kendi bağrından çıkmış sanatçılarla sağlam ve samimi ilişkiler kurup, onlara kol kanat gerebilir mi?
Fatsa istese; mimaride, kentleşmede ve şehir planlamacılığında bir çığır açabilir mi?
Dış cephe estetiğinde, insana huzur veren cadde ve sokakların genişliğinde, sorunsuz hale getirilecek trafiğinde herkesin model alacağı ve hatta imreneceği bir şehir haline gelebilir mi?
Buna bağlı olarak günlük hayatı sık sık sekteye uğratan altyapıda, önümüzdeki elli yıla cevap verecek bir sağlığa ve sağlamlığa kavuşabilir mi?
Fatsa istese; her türlü kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımında dev adımlar atabilir mi?
Örümcek ağı misali her yerden, her yere ulaşımını sağlıklı ve hızlı yapacak bir düzeye gelebilir mi?
Böylece ilçeye gelecek muhtemel yatırıma ve sermayeye aradığı imkanı ve şartları sunabilir mi?
Buna bağlı olarak bütün Karadeniz için, ulaşımda vazgeçilmez bir nokta olabilir mi?
Fatsa istese; özellikle gençler arasında bir salgın gibi sporu yaygın hale getirebilir mi?
Bununla kalmayıp; ev kadınlarının, esnafın, amirin, memurun, ileri yaştakilerin spor yapmadan duramadığı bir sürecin başlamasına yol açabilir mi?
Fatsa Belediyespor ve diğer kulüpler nezdinde alınacak sportif başarılarla, adını altın harflerle beyinlere kazıyabilir mi?
Fatsa istese; herkesin huzur içinde yaşadığı “bal dök yala” kıvamında bir çevreye sahip olabilir mi?
Fatsa istese; fındık üreticisiyle kafa kafaya verip, bütün Karadeniz’deki üreticinin derdi olan ürün kalitesi, pazarlaması ya da fiyatı konusunda dev bir çığır açabilir mi?
Sağlam ve etkili örgütlenmelere gidip önce üreticinin, sonra da esnafın yüzünü güldürecek bir başarıyı yakalayabilir mi?
Fatsa istese; Fatsa için büyük bir güç olan gurbetçisiyle sıkı ve sarsılmaz ilişkiler kurarak, her türlü alanda gözle görülür mesafeler kat edebilir mi?
Fatsa’yı gurbete, gurbeti Fatsa’ya taşıyabilir mi?
Sözünü edemediğim daha nice alanlar var.
Mesela eğitim, turizm ve geleneksel yanımız bunlardan bazıları...
Ama genel bir açıdan “işin kabasını” aldığımı düşünüyorum.
Şimdi yazacağım cümleyi sadece düşünmüyorum, aynı zamanda iddia ediyorum:
Fatsa istesin; ortak hareket edildiğinde bütün bunlar ütopya olmaktan çıkacak ve gerçeğe dönüşecektir.
Yüz yirmi bin nüfusun ortak hareketi sonrasında neler olabileceğini düşündüğünüzde, siz de benimle aynı fikirde olacaksınız.
Gücümüzün farkında mıyız?
HOŞÇAKALIN