TEAMÜLE KURBAN GİTTİN EY ÜRETİCİ...!
Siyasetin çivisi iyice çıktı.
Muhalefet partileri, fındıktaki sorunlara ilişkin meclise önerge verse de...
Sırf muhalefetten geldiği için, iktidar milletvekilleri önergeyi reddetti.
Bunun üzerine iktidar partisine ve milletvekillerine karşı doğal olarak eleştiriler başladı.
Yine iktidar partisinden bir Giresun milletvekili, söz konusu eleştirileri hazmedemedi.
Açıklama “Değerli hemşerilerim” hitabıyla başlıyor.
Gel gelelim; devam eden satırlarda hemşerilerine ne kadar “değer vermediğini” ortaya koyuyor.
Önergenin içeriğine karşı değillermiş...
Fakat, amma, velakin...
Kendi imzaları olmayan önergeleri teamül gereği usulen reddederlermiş...
Yoksa önergeye karşı olduklarından değilmiş...
Böyle bir önergenin, iktidar partisinin görüşü alınmadan ve imzası olmadan gündeme getirilmesi polemiklere yol açarmış...
Fındık üreticileri rahat olsunmuş...
Tarım Bakanlığı konu üzerinde çalışıyormuş...
Milletvekilleri olarak da kendileri çalışmaya ve konunun takipçisi olmaya devam edeceklermiş...
Hemen belirteyim: Herhangi bir şeyin “devam” edebilmesi için “başlangıcının” olması gerekir.
Fındık sorunu yıllardır var olduğuna göre, iyileştirme için başlangıcının olması mümkün müdür?
Öyleyse bu, neyin devamı?
Olsa olsa vurdumduymazlığın devamı olabilir.
Peki; “teamül” ne demek?
Bir yerde, öteden beri olagelen davranış, gelenek...
“Öteden beri” fındık sorunu devam ederken, öteden beri olagelen davranışta inat ve ısrar etmek niye?
Usulünüzün de, teamülünüzün de bu güne kadar fındık üreticisine ne faydası oldu?
Üreticinin feryadını duymamış olamazsınız.
Buna rağmen beş para etmez teamülleriniz gereği, üreticiyi nasıl olur da ezip geçersiniz?
Siz; bu bölge insanından, yani fındık üreticisinden oy almadınız mı?
Madem öyle, oyunuzu “teamülden” isteseydiniz...
Yine siz; maaşlarınızı, teamüle kurban ettiğiniz üreticinin vergilerinden almıyor musunuz?
Madem öyle, maaşınızı da “teamülden” alsaydınız...
Ne teamülmüş ama...
Zira uğruna yapamayacağınız her hangi bir şey yok gibi...
Şimdi şu ibareye bakın:
“İktidar partisinin görüşü alınmadan...”
Şimdi bunun neresinden tutalım, bilemiyorum.
Sizin gerçekten fındık sorunu hakkında görüşünüz var mıydı?
Ya da şöyle sorayım:
Üreticiyi bir İtalyan firmasının tekelinde inim inim inletmekten başka düşünce ve görüşleriniz var mıydı?
Kaldı ki; eğer var idiyse, bu güne kadar üretici lehinde bir uygulamayı başlatmanız gerekmez miydi?
Başlattığınızı iddia ediyorsanız, üretici bunu neden göremiyor ya da hissedemiyor?
Gelelim “polemik” konusuna...
Fındığın tartışılmasının veya gündeme getirilmesinin neresi polemik olabilir?
“Bu konuyu artık gündemden çıkaralım” derseniz hiç şüpheniz olmasın, sizi daha iyi anlarız.
Ayrıca söz konusu önerge, mecliste tartışılacağına göre, “İktidar partisine sormadan...” şeklindeki ifadeniz biraz havada kalmıyor mu?
Ne yani...!?
Muhalefet partileri bu önergeyi başka bir ülkenin meclisin de mi tartışacaktı?
En iyisi şöyle yapalım:
Siz, aslanlar gibi basının karşısına çıkıp; “Arkadaş; biz bu fındık konusunu yüzümüze, gözümüze bulaştırdık. Gayrı siz bilirsiniz.” deyin, biz de yolumuza bakalım.
Ya da herkes kendi yoluna gitsin.
HOŞÇAKALIN