ANDIMIZ VE HUKUK
Geçtiğimiz hafta hukuki ve siyasi ortam ‘’Andımız’’ ile çınladı. Önüne gelen fetva verdi. Bular arasında konuşmaya gerçekten hakkı olan hukukçular da vardı, hukuktan anlamayanlar da… Bu İşin iki boyutu vardır. Birisi siyasi boyutu, diğeri hukuki boyutudur. Siyasi boyutu: ‘Siz andımızın neresinden rahatsız oluyorsunuz ?’ sorusunun cevabıdır. Bu konuda siyaset yapan herkesin kendisine göre bir yorumu olabilir. Bazısı Türk’üm, bazısı da doğruyum demekten rahatsız olabilir. Doğru olmadığını biliyordur. Yalan konuşmak istemez. ‘Doğruyum’ kelimesi kendisini rahatsız edebilir. Ancak hukuki boyutu kişiye göre değişemez.
Hukuki boyutu hakkında özellikle iki eski bakanın konuşması kamuoyunun beli bir kesimini rahatsız etmiştir. Bu iki bakanın birisi hemşerimiz Sayın Numan Kurtulmuş, diğeri de eski Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’dır. Sayın Kurtulmuş hukukçu değildir. Bu konuda yanlışlık yapabilir. Gerçi bir Profesör olarak bilmediği konularda siyasetin heyecanına kapılarak ahkâm kesmemeye dikkat etmesi gerekmektedir. Bir insan hukukçu olmasa bile en azından; ‘Danıştay neden var?’ diye sorup, bir cevap aradıktan sonra konuşması gerekir. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde Google girip ‘Danıştay’ yazsa; kurulalı 150 yıl olduğunu, görevlerinin Bakanlar Kurulu kararlarının hukuka uygunluğunu denetlemek olduğunu görecektir. Bu ülkede Adalet Bakanlığı yapmış ve hukuk fakültesi bitirmiş birisi için aynı şey söylenemez. Hukuk fakültelerinin daha birinci sınıfında Anayasa Hukukunda, sonraki sınıflarda İdare Hukukunda Danıştay’ın görevleri anlatılmaktadır. Danıştay Çamaş Nüfus Müdürü Ahmet Bey’in kararının hukuka uygun olup olmadığından (Son derece mahkemesi olarak) hükümetin aldığı kararların hukuka uygun olup olmadığına kadar tüm idarenin kararlarının hukuka uygunluğunu denetleyen bir kurum olarak 150 yıldır hizmet vermektedir. Bunu bilmeden ‘O zaman icraatı hükümet yerine Danıştay yapsın, hükümete ne gerek var!!!’ gibi laflar etmenin anlamı yoktur. Bu yanlışlığı bir hukukçu yapıyorsa, o zaman şahsi görüşü ile resmi görüşü ayrı olan Burhan Kuzu Hocanın öğrencisi olduğundan şüphelenirim. Danıştay’ın Andımız ile ilgili verdiği karar tipik bir kuvvetler ayrılığı semeresidir. Buna tahammül edebilirsek ülkede kuvvetler ayrılığı ve demokrasi olur. Aksi halde tek adam yönetimi söz konusudur. Demokrasi istiyorsak bu kararı yanlış yere yerden yere vurmak yerine saygı duymak gerekmektedir.