ŞEFFAFLIK VE SİYASET
Geçen gün haber izlerken televizyonda muhabir Tarım Bakanına bir soru sormaya çalıştı ve Bakan tam dinlerken, araya danışmanı girerek Bakanı uzaklaştırmaya çalıştı ve arkasına çok acıklı gözlerle bakarak ve hiçbir yorum yapamadan apar topar götürüldü oradan. Aslında sorulan soru çok basitti, ‘Et ve Süt Kurumunun, internet sitesinde 300 tırlık bir et ihalesi açtığı ve İhale süresinin 24 saatten bile az olması aslında ihale ilanının ithalat yapıldıktan sonra göstermelik olarak yapıldığı’ konusu idi. Kurum bu konuda bir cevap vermemişti ve Bakanlıkta bu konuya cevap veremedi. İşin kolayı, cevap vermemekti ve ülkeyi yöneten bir siyasinin ortamdan apar topar kaçırılması ve şeffaf olması gereken bir konunun böylesine gizlenmesi hem Bakanı zor duruma düşürmüş, hiçbir söz hakkı olmayan biri konumuna getirmiş, hem de bizleri cevapsız ve şüphe içinde bırakmıştır.
Oysa yönetimin şefffaflığı herşeyden önemlidir. Belki bunu kaybedeli çok oldu fakat bu kadar bariz görünce insan yine de halen şaşırabiliyor. Yöneticilerin düştüğü duruma, çaresiz ve sessiz bakakalmalarına üzülüyor.
Bir başka Bakanımız da sürekli ekonomik tedbirler açıklayıp, içimize su serperken, devletin en üst yetkilisi ise, aslında su serpmeye gerek yok, hiç sıkıntımız yok diyebiliyor. Geçen gün anlaşma yaptığımız Mackinsey firmasına karşı çıkanlara sayın Bakan cehalet ya da ihanet demişken, en üst makamımız bir gecede anlaşmayı uygun görmedi ve iptal etti. ‘Bunlardan fikri danışmanlık da almayacaksınız’ dedim. Hiç gerek yok. Biz bize yeteriz” dedi. Sonrasında yine sessizlik yine cevapsızlık.
Ayrıca sayın yetkililer artık sürekli bir ekonomik tedbirden bahsedip duruyor. Firmalar %10 indirim yapacak, zaten %50 yeni zam gelmiş doğalgaza ve elektriğe de iki ay zam yapmayacağız müjdesi veriliyor, ayrıca Hastahanelerde Başhekimlikler acil ameliyatlar dışında ameliyat yapmayacağız diye birimlere yazı gönderiyor. Ülkenin her yerinde iflaslar, konkordatolar, kapanan firmalar, işsizlikten, borçtan intihara sürüklenenler.
Bir taraftan da uçaklar, makam arabaları, yurtdışı gezileri, sayıştay raporuyla sabitlenen aylık 1.8 milyonluk harcamalar, kurullara atananların maaşları, danışman maaşları, ne yaptığı belirsiz 600 milletvekilinin maaşları,örtülü ödenekler.
Ekmeğe yapılmış 25 kuruşluk zammı çok gören sayın siyasiler, doğalgazdan ya da elektrikten indirim yapmayı hiç düşünmüyorlar, makam arabalarını, elimizdeki uçakları satalım, gereksiz kamu harcaması yapmayalım demiyorlar. Fakat ameliyatların ertelenmesine bile göz yumuyorlar. Velhasıl kelam tasarruf ve şeffaflık önce yönetenlerden başlar sonra yönetilenlere gelir sıra.