Ekonomi Reçetesi
Suriye krizi patlak verdiğinden bu yana ve batı ile gerilen ilişkilerle birlikte memleketin düzeni bozuldu aslında. Fetö denen hain örgütün içimize sızmış unsurlarının yaptıkları ve memleketin polisini askerini hakim ve savcısını başta olmak üzere ele geçirmiş olması bizi ne kadar gerilere götürdü bunu zaman gösterecek...
Yeniden kadroların yetişmesini, devletin kaybolan aklını ve hafızasını yeniden inşaa etmesini yıllarca izleyeceğiz muhtemelen. Silahlı kuvvetlere, futbol kulüplerine, bürokratlara, siyasetçilere vs. aklınıza gelebilecek her kesime yönelik açılan onlarca dava ve tutuklamaları hatırlayınız. Bir sabah uyanırdık ve onlarca Orgeneral göz altında. İddia neydi, Fatih Camisi bombalanacaktı. Bunu manşet yapan alçaklar bugün kendileri cezaevinde, neyse...
Sonra yine bir dizi senaryo ve buna içeride yapılan büyük hatalar da eklenince başı bozuk ve güven vermeyen bir ekonomi-adalet ve eğitim sistemi ile idare edilmeye çalışılan ülkeye dönüverdik. Kendi ellerimizle kirlettiğimiz ülkemizde yaşanan sorunlardan ve gelen kötü kokulardan şikayet etmeye başladık. Sanki bu duruma başkaları sebep olmuş gibi hem de...
Bakın bugünlerinde ana konusu ekonomi. Dünyada yaşanan faiz artışları ve balon halinde şişen ekonomileri test edercesine dolarla terbiye edilmeye çalışılması, bizi ne kadar fakirleştirdi varın siz düşünün. Artan döviz fiyatları, her şeyi dışarıdan satın aldığımız için olsa gerek, iğneden ipliğe her şeye zam furyasını beraberinde getirdi. Artan maliyetler ve üretimin daha da azalacak olması birkaç ay içerisinde ülke ekonomisini nasıl bir açmaza sürükleyecek hep birlikte ve acı bir şekilde izleyeceğiz. Umarım korkulan olmaz ama, işaretler pekte sağlıklı değil. Eldeki argümanlar, daha da artabilecek ekonomik baskıyı göğüslemeye yeterli mi doğrusu bilemiyorum...
Hükümetin direnmeye çalışması ve dış kaynak arayışı doğru bir yol gibi görünüyor. IMF yardımlarını bu ülke geçmişte gördü ve acısını da sonradan bedel ödeyerek unutamadı. Kamu harcamalarının daha da kısılması ve taşa toprağa yapılan yatırım yerine ekonomiyi canlandıracak ,işsizliği azaltacak ve üretim odaklı hamleler, kısa sürede olmasa da uzun vadede kurtuluş reçetemiz gibi görünüyor. Bunu sadece hükümetten beklemek yanlış olur, hepimizin taşın altına elimizi koymamız gerekiyor .En kolay yolu seçip elin parasını satın alıp döviz biriktirmekten vazgeçmekle başlayabiliriz buna. Köyde oturan inek bakmıyor, tavuğu yok, domates biber ekmiyor ama oturduğu yerden ekonominin düzelmesini bekliyor. Kendi çapında üretebileceği şeyleri biz bugün dış ülkelerden almak zorunda kalıyoruz. Bu millet "hıyardan " başka şeyler de üretebildiğini göstermek zorunda aslında reçetemiz bu. Kalın sağlıcakla...