BU MEMLEKET BİZİM
BU MEMLEKET BİZİM
“Dört nala gelip uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim”
Bizim dostlar... bizim dostlar diye başlayan sözler Nazım Hikmet’in sözleri.
Çok sevdiğim Erkin Koray’ da, bu sözlerden esinlenerek geçmiş yıllarda beste yapmış, 33’lük long playde seslendirmişti.
Daha sonra da bir çok sanatçı ve gruplar, farklı farklı yormularla bu güzel eseri seslendirmişlerdi.
Her bayramda olduğu gibi, bu bayram da uzun bayram tatilini fırsat bilerek memleketlerine gelen önemli sayıda hemşehrimizle buluşup sohbet etme fırsatını bulduk.
Hemen hemen herkesin ortak fikri, “Fatsa nasıl bu hale gelir? Niçin ses çıkartmıyorsunuz” oldu.
Kimi, uluorta park eden araçtan, kimi, çöpten, kimi yoldan, kimisi de patlayan algum ve içme sularının yollara akıp gittiğinden, Fatsa’da kaldığı süre içerisinde de bir türlü yapılmadığından şikayetçiydi.
Hatta yakın bir dostum. “Ferudun, Fatsa’da zabıta ve emniyet teşkilatı yok mu? Araç trafiğine kapalı yerlerde bisikletler, motosikletler cirit atıyor. Buna bir müdahale edecek kimse yok mu? Diye de diğer dostlar gibi sitemini dile getirdi.
Görüşmelerimizin hemen hemen sonunda da Nazım Hikmet’in “Bu memleket bizim” sözleri yer aldı.
Sohbetlerimizde “Bu memleket bizim” sözü o kadar çok geçti ki, artık beynime yerleşti. Onun içinde yazımın başlığını da “Bu memleket bizim” diye koyup başlamak istedim.
Valla ben, Fatsalı olarak ve mesleğimin gereği iyi ya da iyiye gitmeyen işleri dile getirmeye çalıştım.
İstiyorum ki, Fatsamız temiz olsun... güzel olsun... Fatsanın adı güzelliklerle anılsın...
Yabancıların akın akın gidip geldiği şirin bir ilçe olsun.
Başka bir amacımız ve gayemiz de yok. Olamaz da...
Yine yazı başlığımıza baktığımızda “Bu memleket bizim” İlçemize uyarladığımızda ise “Bu Fatsa bizim” Başka Fatsa da yok.
Darılıp, gücenme yok. Ben imkanlarımız nisbetinde kendi mesleğimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Hatamız yokmudur, illaki vardır. Ama, kasıtlı ve bilinçli olarak bugüne kadar hiç bir yanlışa imza atmadık. Bundan sonra da atmayız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Herkes görev aşkı ve bilinciyle işini yapsa, inanıyorum ki, sıkıntılar ortadan kalkar.
Bir de Milletvekillerimiz, artık ilçemizle ilgili yatırımlara bir ağırlık verseler diyorum.
Önümüzde yerel seçimler var.
Henüz aday adayları boy göstermeye başlamadı ama, vakti zamanı gelince onlarda ortaya çıkıp boylarını gösterecekler, ilçemizle ilgili projelerini açıklayacaklar.
Hep birlikte de bu projeleri inceleyip değerlendireceğiz. Ona göre de bir karar vereceğiz.
Başka bir Fatsa olmadığına göre, memleketimiz için hepimiz taşın altına elimizi koyup elbirliği ile daha ileriye, daha iyi yaşanabilir bir hale getirmemiz için çaba sarfetmeliyiz.
Bu memleket bizim... bizim dostlar...
SEBAHATTİN GÜREL
Bu bayramı maalesef güzel bir şekilde geçiremedik.
Çok sevgili süt kardeşim Sebahattin Gürel’in bayram öncesi iş yerinde rahatsızlanıp hastaneye kaldırılması, yoğun bakımda iyileşmesini beklerken, beklenmedik ölümü bizleri derinden üzdü.
Yüreği insan sevgisiyle dolu, merhametli Sebahattin Gürel kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
ABDURRAHMAN KARACA
Sebahattin Gürel kardeşimin beklenmedik ölümü ile sarsılmış, acısı içimizde tap taze dururken, kendisinden çok şeyler öğrendiğim emekli Fatsa müftüsü Abdurrahman Karaca’nın ölümü ile adete yakıldım.
Rahmetli babamla birlikte örnek bir dostluğa imza atan merhum Abdurrahman Karaca, görevli olduğu yıllarda örnek bir din adamı olarak ta parmakla gösteriliyordu.
Merhum Abdurrahman Karaca’ya Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyorum.
Ruhu şad, mekanı Cennet olsun.