SONU GÖZÜKMEYEN YOL
Bir kaç gündür sabah yataktan kalktığımda geceleri korkulu rüya gördüğümü sanıyorum. Güya rüyamda dolar ve avro umulmadık bir şekilde artmış oluyor. Hemen kendi kendime: ‘Sen manyak mısın? Komple teorisi mi üretiyorsun? Gece dolar ve avronun artması mı olur?’ diyor ve rahatlıyorum. Kahvaltıya oturacağım saate kadar olan aradaki kısa geçiş süresinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ve AKP politikacılarının seçim öncesi söyledikleri: ‘İstikrarı seçin. Bizim iktidarımızın devam etmesi halinde doları, avroyu düşüreceğiz, enflasyon tek hanelere inecek…’ vaatleri geliyor. Biraz daha rahatlıyorum.
Sonra adli tatilde olmamız, duruşmaların olmaması, biraz daha rahat bir ortamda olmamız nedeniyle cep telefonunu alıp facebook, whatsApp kısa bir tur atmaya kalkışıyorum. Galiba birileri şaka yapıyor. Benim rüya diye gördüğüm konunun her iki yerde de maalesef gerçek olduğunu görüyorum. Koşarak TV başına! Haber kanallarını açıyorum ki günün erken saatlerinde doğuda Çin ve Japonya’da piyasalar açıldığı için dolar ve avro üzerinden alış-verişler başlamış ve Türk Lirası tahayyül edemeyeceğimiz kadar değer kaybetmiş. Benim gördüklerim rüya değil gerçekmiş. Hatta sabahın o saatlerinde Sayın Bakanımız kalkmış beyanat vererek biraz da piyasayı rahatlatmış.
Geçenlerde bu sütunlarda şeker hastalığından örnek vermiştim. Birden öldürmez. Önce parmaklar kesilir. Sonra ayak kesilir. Daha sonra Allah korusun söylemek istemiyorum. Biz şu anda tatlıcıda bir porsiyon baklava yiyen şeker hastası gibiyiz. İşin keyfini çıkarıyoruz. Önümüze geleni asıyor, kesiyoruz. Bu asmalara, kesmelere de alkış tutuyoruz. Kimsenin önünde eğilmeden yana asla değilim. Biat kültürüne sonuna kadar karşıyım. Ancak hep yazdığım gibi devlet yönetmenin diplomatik davranışlarla başarılı olacağına inanıyorum.
Farları yanmayan bir araçla yol almaya devam ediyoruz. Sonumuz ile ilgili kafamda soru işaretlerini yenemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza katıldığım bir husus var. Onların dolar, avrosu varsa bizim de Allah’ımız var. Çünkü işimiz gerçekten Allaha kadı.