HATIRALAR SARMIŞ DÖRT BİR YANIMI...
Özel işler gittiğim başkentimiz Ankara’da, bu defa da bir çok ziyaret yerine hatıralarla dolu günler geçirdim.
Eski Belediye başkanlarından dünyalar tatlısı, merhum Ali Rıza Dizdaroğlu’nun oğlu, sevgili kadim dostum, çocukluk arkadaşım, İller Bankası eski genel müdür yardımcısı Mehmet Dizdar’la buluşup Ankara’yı doya doya gezip dolaştık.
Hatıralar sarmış dört bir yanımı derken de, 1976-1977 yıllarında Genelkurmay basımevinde askerlik görevimi yapmıştım. İlerleyen yıllarda da hiç bir zaman Ankara ile bağlarımızı koparmadık. Gittik geldik ama, bu ziyaretlerimiz hep Fatsa’nın sorunlarını bizzat yerinde çözmek için olmuştu. Bu defa ise kendimize zaman ayırdık diyebilirim.
Hatta Mehmet kardeşim, “Ferudun, seninle öyle yerlere gideceğim ki, gördüğün yerlerin fotoğraflarını çekersin, bir ilham kaynağı oluşabilir. Belki gördüklerini gündeme getirirsen Fatsa’da da uygulanabilir” deyince, sabah buluşup yollara düştük.
İlk durağımız Altındağ ilçesi oldu. Gerçekten Altındağ ilçesi eski yerleşim bölgesi olmasına rağmen, iyileştirme projesiyle eski binalar tamamen yenilenmiş, aslına sadık kalınarak yepyeni bir hal almış.
Caddeler sokaklar pırıl pırıl. İşyerlerinin önlerinde sergilenen eşyalar müşterisini beklerken, yorulup dinlenmek isteyenler, yine gramofonlu, eski plak ve radyoların ağırlıkta olduğu bir mekanda nostalji yaparak çayını, kahvesini yudumlayarak dinlenme fırsatı bulabiliyor.
Hem tarihi ve kültürel değerler açısından hem de Başkent Ankara'nın merkezinde olması açısından önemli bir bölge olan Altındağ'da, Belediye tarafından başlatılan Sokak Sağlıklaştırma Projeleri tüm bölgenin ve Ankara'nın çehresini değiştirmiş.
Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı kaleme aldığı Mehmet Akif Ersoy Evi olarak bilinen Taceddin Dergahı ve yanındaki Taceddin Camisi, belediyenin restore ettirdiği önemli yapılardan biri. Hacettepe'nin yakınında yer alan ve İmaret Cami, türbe ve hamamından oluşan Karacabey Külliyesi restore edilen yapılar arasında yerini almış.
BBP Genel başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarı da İmaret Camii, türbesinin yanında yer alıyor.
Saatlerce süren gezimizin ikinci durağı, Ankara kalesi oldu.
Ankara kalesine yıllar önce Opr. Dr. Yener Yıldırım ve eşi Av. Özlem Yıldırım ile birlikte gitmiş, merhum Erkan Zenger’in sahibi olduğu kalenin önde gelen mekanlarından Zenger Restoranda hoşça sohbetimiz olmuştu.
Yıllar sonra gitiğim kalede Mehmet kardeşimle gezerken, bu anımı anlattım.
Ankara kalesi de tıpkı Altındağ ilçesi gibi tamamen yenilenmiş. Aslına uygun iyileştirme projeleri de aralıksız olarak sürüp gidiyor.
Keşke bizlerde ilçemizdeki eski evlerimize sahip çıkabilseydik. Genç kuşaklara geçmişimizi yaşatabilseydik. Bugün beton yığınlarının arasında sıkışıp kalmışız. Altındağ ve Ankara Kelesini görünce vah Fatsa demekten de kendimi alamadım.
Sonradan anladım ki, Mehmet kardeşimin amacı da zaten buymuş. Ankara yapıyor, Fatsa’lı olarak biz niye yapamayalım diye..
Eski Kaymakamlarımızdan halen İzmir’in Çiğli ilçesinde görevini sürdüren Kaya Çıtak’ın en büyük hayali de mevcut Vergi dairesinin arkasında bulunan Peştamalcılara ait eski binanın hazineye kazandırılması ve aslına uygun onarımı yapıldıktan sonra da Kız Sanat Okulu olarak hizmet vermesiydi. Çok çaba sarfetmesine rağmen de bu hayalini gerçekleştirememesinin üzüntüsünü yaşadığını yakından biliyorum.
Ankara Kalesi gezimizi sürdürürken devasa Vehbi Koç Müzesini ve onlarca restore edilmiş konağı görmek mümkün. Gezerken insan öyle keyif alıyor ki anlatamam. Gezip görmek lazım.
Hanlar, çarşılar, eski konaklar.... hem geziyorsun... görüyorsun...eskilere gidip dalıyorsun... ruhun dinleniyor...mutlu oluyorsun...
Kadim dostum Mehmet Dizdar’la iki günlük ziyaretimizi tamamlamak üzereyken, kapalı olduğu için gezme fırsatı bulamadığımız Altınköy’ü bir dahaki ziyaretimizde gezmek üzere Fatsa’lı dost, tanıdık ve arkadaşlarına sıcak ve samimi selamlarını iletmek üzere vedalaşıp ayrıldık..
Teşekkürler.... teşekkürler.... teşekkürler...
BODRUM.... BODRUM....
Ankara ziyaretimiz tamamlayıp Fatsa’ya dönüş için oteldeki eşyalarımızı toplarken, Bodrum’da ikamet eden sevgili kardeşim, arkadaşım Mustafa İyi’den bir telefon...
-Neredesin ağabey ?
-Ankara’dayım. Şu an valizimi toplamak üzereyim. Fatsa’ya gidiyorum.
-Bodrum’a gelsene.
-O kadar yolu nasıl geleyim Mustafa. Çok uzak değil mi?
-Arabayı Esenboğa hava alanına bırakıyorsun. Uçağa atlıyorsun ve Bodrum’a geliyorsun. Ben de seni havaalanından aldırıyorum.
Olur du, olmaz dı derken, rotamızı Esenboğa Havaalanına çevirdik.
Bir saatlik hava yolculuğundan sonra kendimizi Bodrum’da bulduk.
DYP Eyüp eski ilçe başkanlığı yaptıktan Başkanlık ünvanını alan Mustafa İyi kardeşimiz şimdi siyasi hayatını AK Parti’de sürdürüyor.
Mustafa İyi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve babası, Gaziosmanpaşa DYP İlçe başkanı Hasan Soylu ile o yıllarda tanışmış. Bu dostlukları halende sürüp gidiyor.
Fatsa’da başlayan siyasi hayatını, uzun bir süre İstanbul’da sürdüren başkan Mustafa İyi, aktif olmasa da Bodrum’da sürdürüyor.
Mefes İnşaat adlı ofisi işadamlarının, bürokrasidekilerin, muhtarların ve siyasilerin hasbıhal ettiği mekanın olması Fatsalılar içinde, bizim için de gurur kaynağı.
Gerek Fatsa’dan gerekse çevre ilçelerimizde bulunan hemşehrilerimiz Bodrum’a gittiklerinde bir fırsatını bulup başkan Mustafa İyi’nin çayını, kahvesini içmeden geri dönmüyorlar.
Buraların tadı eş ve dostlarla çıkıyor diye dostlarını ağırlamaktan büyük mutluluk duyan İyi, “Herkesin bir yaşam tarzı var. Benim yaşam tarzım da eş ve dostlarımla buluşup muhabbet etmek. Mümkünse akşam da ağırlamak” diyor.
Yeni yaptırdığı çiftlik evinde Ak Parti eski Grup Başkanvekili Mehmet Metiner ve Fatsa’lı dostları Osman Demirel, Zeki Şenbursa ve İsmail Şenbursa ile birlikte olan başkan Mustafa İyi, “Dostlarla birlikte olunca hem mutlu oluyor, hem de dinleniyorum” demekten de kendini alamıyor.
Siyasetçilerin yanı sıra, kendi çapında bir çok ünlü ticaret erbabı ile görüşmelerini sürdüren Mustafa İyi, son günlerde ise, Acar Holding’in velihatı Erdal Acar ile Bodrum için neler yapabiliriz diye de projeler üzerinde çalışma yapıyor.
Fatsalı her yer de Fatsa’lı.
Sonsuz teşekkürlerimizle... Bodrum’a kucak dolusu selamlarımızı iletiyoruz...
***************************************************************************
ALLAH BETERİNDEN KORUSUN...
5 gün ara ile meydana gelen sel felaketine maruz kalan ilçemiz, büyük felakati çok şükür sadece mal kaybıyla atlattı.
Aşırı yağan yağmurdan bir çok iş yeri ve ev zarar görürken, bir çok ev de kullanılamaz hale geldi.
Konakbaşı Mahallesindeki OSB’de ve Yalıköy mahallesinde daha fazla etkisini gösteren aşırı yağmurdan OSB’deki bir çok işyeri sular altında kalırken, Yalıköy Mahallesinde de bir çok araç, taş, toprak ve kum yığınları arasında kaldı.
Yaşadığımız bu felaket bana 1974 yılında yaşadığımız sel felaketini hatırlattı. O zaman da yine çok aşırı bir yağmur yağmış, Elekçi köprümüz de yıkılmıştı. Araçlarda tali yollardan ulaşım sağlamıştı. Yıllar sonra ise aynı akıbeti komşu ilçemiz Ünye yaşadı. İlçedeki Cevizdere köprüsü aşırı yağmurdan dolayı yıkıldı.
Yaşanan bu felaket sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’da ilçemize gelerek ilgililerden gerekli bilgileri alarak, en kısa zamanda yaraların sarılacağını söyledi.
Yağış esnasında her ne kadar Ordu Büyükşehir ve Fatsa Belediyesi gerekli ihtimamı gösterse de afetin önüne geçemedi. Hatta bir çok yere de zamanında ulaşamadı.
Buradan şunu anlıyoruz ki, alt yapımız yeterli değil. Bir kez daha gözden geçirilmesi ve acilen gerekli tedbirlerin de alınması gerekiyor.
İnşallah bir daha böyle felaketlerle karşı karşıya kalmayız.
Sel felaketinden zarar gören tüm hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum.
FCA