KHK YÖNETİMİ VE İDARİ HAKİMLİK
Seçimler bitti, hayat normale döndü. KHK’lar la yönetilmeye devam ediyoruz. Öyle bir KHK ile karşılaştık ki, bununla artık herhangi bir fakülteden mezun olabilecek herkes idari hakim olabilecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum için çıkarılan 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) göre dört yıllık yüksek öğrenim görmüş herhangi bir aday idari hakim olabilecek. 703 Sayılı KHK’nın 136’ncı maddesine göre, idari yargı adaylarında, ‘hukuk fakültesinden mezun olmak ya da bakanlığın ihtiyaç durumuna göre belirleyeceği diğer alanlardan en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış olmak’ şartları aranacak.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 8’inci maddesine göre idari yargı adayları için hukuk fakültesinden veya iktisadi ve idari bilimler fakültesinden mezun olmak şartı bulunuyordu.
KHK’yla ilgili maddesi değiştirilen 1983 tarihli düzenlemede idari yargı adayları için şöyle deniyordu: “Hukuk fakültesinden mezun olmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışında alınacak adaylar bakımından her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış.”
Yapılan yeni düzenlemelere göre, idari yargıç olabilmek için Hukuk lisansı bitirme zorunluluğu kaldırılıyor. "Fizik tedavi, veterinerlik, Fransızca, iklim mühendisliği, ilahiyat, Sumeroloji, tıp gibi en az 4 yıllık bölüm mezunlarının idari yargıç olmalarının önündeki yasal engel kaldırıldı.
Biz hukukçular, hukuk fakültesi mezunu olmayan bir idari hakimin olamayacağını savunurken, aslolanın hukuk fakültesi mezunu olunması derken, bir bakıyoruz ki, artık hukuk dersi dahi almayan birinin idare mahkemesinde hakim olmasının yolu açılmış oluyor
İdari Yargı kendine has bir yargılama usulü olsa da, aslında yargının bir koludur ve diğer mahkemelerden aslında bir farkı yoktur. Konu olarak Anayasa hukuku, Aile hukuku, ceza hukuku gibi İdare hukukunu ilgilendiren konularda karar verilir. Sonuçta bir mahkeme kararı verilir ve bu verilen karar toplum düzenini direk etkileyen, insan yaşamını ve toplum yaşamını düzenleyen bir karardır. Bu kararı hukuk nosyonu olmayan bir mühendisin, ya da bir fizik tedavi uzmanının vermesi mümkün müdür? İnsan ne kadar vicdanlı olursa olsun, akıllı olursa olsun, eğitimini almadığı ve bilmediği bir konuda fikir sahibi olması mümkün değildir. Üstelik bu alalade bir karar değildir. Bu toplumun temel direği olan ADALAET’tir. Bu KHK’dan derhal geri dönülmelidir.