ASUDELİK
Aslında kendimi dinamik hissediyorum. Yaş 65 üstü olmasına karşın çok insan gibi ben de kendime yakıştıramıyorum. Ancak gözlerimi kapadığımda bir film şeridi gibi geçen yılları hatırlıyorum. Seyrettim bu birkaç saniyelik süre içinde ne hikmetse tüm olanakların ve teknolojinin zayıflığına karşın. Eskiye özlem duyduğum oluyor.
Hangi açıdan bakıyorum?
Yaşadığımız günler hem seçim arefesi Hem de bayram haftasıdır. Önce seçim açısından değerlendirecek olursak sokaklarda gümbür gümbür müzikli parti araçlarının rahatsız edici boyutta seçim araçları geziyor. Ancak geçmişe göre daha sakin daha az gürültülü olduğunu düşünüyorum. Elbette bu sakinliği tercih edenlerde olacaktır, ama Ben bayram havasında olmasını arzu ederdim. Kardeşçe, dostça, sevgiyle…
Gelelim bayrama:
Yılda iki kez dini bayramımız vardır. Geçmişin kıt olanaklarında maytap sesleriyle şenlenirdi sokaklarımız. Geçici luna parklar gelirdi. Süslü püslü elbiseler giymiş çocukların anne ve babalarının ellerini tutup bayram ziyaretleri için Dumlupınar’da, Reşadiye Caddesi’nde, Sakarya caddesinde, gülücük atarak yürüdüklerini görürdük. Ben nüfusun 120. Bin’lere çıktığı bugünlerde göremedim bu manzaraları... bugünkü nüfusumuzun dörtte birine sahip olduğumuz günlerin sıcaklığına arıyorum. Şenliğine arıyorum. Sevgisini arıyorum. Bu asudeliği dostlukların bayramlaşmalarına yakıştıramıyorum. Nerede benim bayram günü bahşiş toplayan davulcularım. Sokaklarda her haliyle bayramı anımsatan seyyar satıcılar yok oldular artık. İşin daha vahim tarafı ne biliyor musunuz? Ellerinde tabletler ve cep telefonları ile dolaşan gençlik bundan sonra bir daha belkide hiç göremeyecek, bizim yaşadığımız o sıcak ve samimi günleri… Umarım yanılırım.Umarım beni tekzip ederler. Bu vesile ile geçmiş bayramını da kutluyorum tüm okurlarımın.