YİNE AF, HEP AYNI GAF
Bu köşeyi takip eden okurlar bilirler; af denilince tüylerim diken diken olur. Hep karşı çıkmışımdır aflara… Zaten dikkat ederseniz medeni ülkelerde bizdeki kadar sık af olmaz. Bizde ise hemen her konuda af çıkacağı yolunda hesaplar yapılır. Yıllar önce bir gün ofise bir hemşerim geldi. İstanbul Bahçelievler’de gücü ancak yettiği için bir bodrum dairesi satın almış. Daire kaçak. Emsallerine göre de ucuza almış. Müteahhit apartmanın sığınağını daireye çevirmiş, üstteki bağımsız bölümlerden de arsa payı vermiş, yani işi kılıfına uydurmuş. Hemşerim elinde tapu ile geldi ve normale dönünceye kadar başına bir problem gelip gelmeyeceğini soruyor. Normale ne zaman döneceğini, normale dönmenin garantisi olup olmadığını sorduğumda bana: İlk seçimde çıkacak af yasası ile normal tapusunu alabileceğini söylemişti. Halkımız seçim zamanlarında af çıkacağına o kadar inanıyor ki bütün hesaplar bu ihtimal üzerine yapılıyor. Maalesef haklı da çıkıyorlar.
Af yasalarında siz ismini istediğiniz kadar değiştirin, namuslu ile namussuzun eşitlenmesi vardır. Sorumlu vatandaş ile vurdumduymaz, titiz ile dağınık, dürüst ile dürüst olmayanın aynı tutulduğu bir ortam oluşmaktadır. Bu da Anayasamızın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesini ihlal etmek anlamına gelir. Vergisini, sigorta primlerini günü gününe ödeyenle, hiç vergi ve prim ödemeyen aynı kefeye konulmaktadır. Uzun zamandır sigorta primlerini gününde ödeyenlere (asgari ücretli primlerinde yaklaşık 100 TL) indirim uygulanmaktaydı. Bu uygulama son birkaç aydır kaldırıldı. Şimdi anıyorum ki vergi ve prim borcunu ödemeyip, bu paralarla keyif yapanlara, namusu ile ödeyenlerden destek sağlamak için bu indirimler kaldırılmış gibi. Yani devlet namusu ile ödeyenlere siz salaklar ödemeye devam edin hayatın tadını çıkarmak isteyenlerin açığını sizden aldıklarımızla kapatmaya çalışacağız diyor. Bu da her namuslu TC vatandaşı gibi benim de gücüme gidiyor. Bu yüzden de zerre hakkımı helal etmiyorum.
Haberlerde hazine arazisi üzerine sözüm ona 5 katlı gecekondu yapmış bir vatandaş: ‘’Biz yıllarca beklediğimiz hakkımızı alıyoruz.’’ diyor. Hazine arazisi nasıl bu işgalcinin hakkı oluyor? Devlet olarak böyle davranırsanız, vatandaş da utanacağına, böyle pervasızca beyanda bulunur.