BAHAR COŞKUSU
İlkokul yılarında öğrencik İlkokulundan arkadaşlarla Kulak Köyünün derelerine gider yapraklarını dökmeyen ardıç ağaçlarının dallarını keserek yeşillik olarak kullanırdık. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bu güzelliklerle kutlamaya çalışırdık. İlerleyen günlerde akasyaların açması ile bağ ve bahçelerimizin parfümeri mağazasına dönüşmesini izlerdik. Fındık bahçelerinin içindeki menekşelerin, yol kenarlarındaki azgın papatyaların açması artık baharı iyice müjdelerdi. Yükseklerdeki karların (Aybastı, Perşembe Yaylası gibi) erimesi ile Bolaman Irmağının coşkulu akışı da Baharın bir başka habercisi olarak gözlenirdi. Irmak kenarındaki çimenlik alanlarda, havası yarı yarıya inmiş, şişirilip normal hale getirilmesi olanak dışı olan bir topun peşinde bazen 18, bazen de 20 kişi üşümeden koşarken karanlığın farkına topu göremediğimiz için varabilirdik. Sonrasında hem karanlık, hem de bozuk olan patka yollardan düşe kalka kimimiz Kocaman, kimimiz Hisarbey, kimimiz de Kulak Köyüne yol alırken baharın gerçek bahar olarak geldiğini anlar ve coşardık.
Bu akşam uzun zamandır yolumun düşmediği Beyoğlu İstiklal caddesine gittim. Bir an aklıma çocukluğumdaki yukarda bahsettiğim bahar görüntüsü ve kokusu geldi. Sağıma baktım tarihi bir görüntü verilmiş bina, soluma baktım yeni ama yine tarihi görüntü verilmiş bir bina sıralanmış gidiyor. Tesadüfen bir kişi hastalansa da bir ağaç yaprağının kurtarıcı ilaç olacağı söylense yaprağı koparılacak ilaçlık bir ağacın kalmadığını gördüm. Yürüdüm, biraz daha yürüdüm. Maalesef tek bir dal ağacın olmadığını görünce de ilkokul yıllarımdaki o, ahar havası aklıma geldi. Koca İstanbul, bir gelen pişman, bir gelmeyen pişman oluyor. Akıllı bir çok dostumuzun tersine göçle yaşanabilecek küçük ilçelere dönüşüne tanık oluyoruz. Eskiden çalışmadan yaşayabilecek olanlar İstanbul’un olanaklarından yararlanmak için tasını tarağını toplayıp, soluğu İstanbul’da aldığına tanık olurduk. Şimdi ise çalışmadan geçinebileceklerin İstanbul’un karmaşasından kurtulup, coşkulu bir bahar yaşamak için İstanbul’u terk edişine tanık oluyoruz.