İttifak...
Siyasette ittifak ve diğer hayaller son sürat ilerliyor. Başkanlık ya da Yarı Başkanlık denilen ve bizdeki adı Cumhurbaşkanlığı seçim sistemine devşirilen yönetim şeklimiz ittifak çabalarıyla başkaca isimler de almaya başladı. Milli ya da yerli diye ilerleyen birleşmelerin dışardan fazlaca eleştiri aldığını görüyoruz...
Yıllarca %50’nin altında oy alarak tek başına iktidar olan AK Partinin, bir anda %50+1 oy almak zorunda olduğu bu sisteme geçmesinin matematiksel bir izahını yapanı ben henüz göremedim. Yasama Yürütme ve Yargı arasındaki uyumsuzluk ve bunun devlet işleyişindeki aksaklıklarını gidermek üzere yapıldığı söyleniyorsa yine bir eksiklik olduğu kanaatindeyim. Öyle ya bu aksaklıkları düzeltmenin yolunun bu olmadığı, bu yapılanın başımıza yeni sorunlar açtığını ve daha da açacağa benzediğini görebiliyoruz...
AKP ile MHP arasında kurulan ve kapının önünden BBP talepli ittifaka Saadet Partisinin de alınmak istenmesini, oy kaygısı olarak mı görmek gerektiğini ya da daha güçlü bir yapı kurulmak istendiği için mi olduğunu en yakın seçimde ancak görebileceğiz. Gerisi laf salatasından ibaret. Kim ne derse inanmayın...
Ülkenin uzun zamandır yaşadığı ve kaynağı yüzde yüz dış saldırıların AKP ile MHP'yi bir araya getirdiğini düşünenlerin haklılığı daha yüksek gibime geliyor.2003 Irak tezkeresi ile başlayan ABD ve dünya ile restleşme, Fetönün ve diğer örgütlerin değişik zaman ve şekillerde müdahaleleri ile varlığını sürdürdü ve etrafımızda bir ateş çemberi oluşturuldu gibi gözüküyor. Dışarıdan ya fazla zayıf gözüküyoruz ya da operasyon çekilmeye fazlaca müsait duruyoruz...
Bu yüzden de herkesin karşı çıkmasına ve yapmayın demesine rağmen Suriye’de ve Afrin’de ısrarla ve daha güçlü şekilde yürüyoruz ve burnumuzun dibindeki tehlikeyi bertaraf etmeye çalışıyoruz. Afrin de ortak olduğumuz Ruslarla, doğu Guta konusunda anlaşamadığımız, yine ABD ile hem nato hem de Afrin konusunda yapılan ittifakın Münbiç konusunda olmadığını söyleyince işin tuhaflığı daha net ortaya çıkıyor. Sonrasında da bize yapılan operasyonlar ve yapılmak istenen şeyleri düşününce hep bir ağızdan bağırmak geliyor içimizden. Topunuz gelin diye...