Kara Kış
Bugün günlerden kara, memleket toprağına 3 cemre düştü dün. Hayatının baharında, aklının gücünün zirvesinde, hayallerinin uzayıp gittiği yerde, beklenmedik ve aniden geldi ölüm.
Gözyaşları, feryatlar, figanlar, vakur duruşlu babalar, acıdan susmuş yürekler, karaya çaldı kış, ayaza çaldı yürekler..
Nerede biter bu kara kışlar, bu amansız ayrılışlar.Ülkenin her ocağına ayrı düşen ateşlerin yaktığı kömür karası bitişler..
Kader mi, yoksa bir vazgeçiş mi bu? Olacakların hesabını yapamayan, aynı hatalarla aynı sonuçlara çıkan kapıları bir türlü kapatamayan bizler de sorumlu değil miyiz bu gidişlerden.Yıllardır tekrar ediyorsa bazı olaylar, inmek gerekmez mi bunun kökenine, sormak gerekmez mi niye, belki de vazgeçmek gerekmez mi eğer gerçekten varsa ufak bir şüphe.
Bu ülkenin değerleri nasıl da sorgusuz sualsiz gidiveriyor, bu ülke değerlerine sahip çıkamıyor, bu ülkede yaşam kağıttan bir gemiyle fırtınalarla boğuşmaya benziyor.
3 cemre daha toprağa düştü dün. Toprak karaya döndü, kış karaya...Çiçek soldu, yaprak küstü, ağaç döktü bağrındakini.....