FATSA’NIN SAHİLİ
Uzun zamandan sonra bu kadar uzun süre geçmesine karşın Güzel Fatsa’ma gidememiştim. Bazen 3 yıl, 5 yıl oldu memlekete gitmedim diyenleri duyunca inanamam. Çünkü benim bu tür süreleri telaffuz etmem mümkün değildir. Yazı aylarında Bodrum ağır bastığından, sonrasında da yurtdışı ve zorunlu Antalya seyahatleri engelleri nedeniyle bugünlere geldik. Fırsat kolluyor ve bahane arıyordum. Sahildeki boyamalar, Meydandaki yıkılmalar çehreyi nasıl değiştirdi merakımı çekiyordu. Nihayet CHP ilçe kongresi de olunca şartları zorlayıp özlem gidermenin zamanı gelmişti.
Fatsa Sahilindeki mavi-beyaz boya hayalimdi. Bu karar alındığında çok sevinmiştim. Uygulamaya konulduğunda bu sütunlardan sevinç nidaları atarak övgüler yazmıştım. Hala da aynı düşünceleri taşıyorum. Sebep olan, karar alan ve uygulayanları yine de kutluyorum.
Ancak bir tespitimi dile getirmeden geçemeyeceğim. Ordu Hava Alanından servisle Fatsa’ya girdiğimde ilk işim sahildeki yeni oluşumu değerlendirmek oldu. Beklediğimi bulamadım. Şıkır şıkır, rengarenk, çekici, çarpıcı ve daha önce bu sütunlarda yazdığım gibi şehirlerarası otobüslerle geçen yolcuların anında dikkatini çekecek bir oluşum beklentisi içinde idim. Mavinin pastel renk seçilmesi, solgun ve biraz daha silik bir durum sergilemiş. Her ne kadar renkler ve zevkler tartışılmaz denilse de bire bir görüşme yaptığım herkesin istisnasız benim gibi düşündüğüne tanık oldum. Sanki kullanılan mavi biraz daha koyu olsa aranan kan bulunmuş olacak. Yine de sıvasız ve sadece tuğla görüntüsünden kurtulmak bile başlı başına bir güzelliktir. Bütün bu güzelliklere karşın yetkililerin bu eleştiriyi dikkate almasından yanayım.
KADINLAR GÜNÜ
Aslında başlı başına ayrı bir yazı konusudur kadınlar günü. Hala ‘Beyim ne derse doğrudur.’ diyen kadınların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşamanın utancı, Ulu Önder Atatürk’ün yıllar önce bu yanlış dünya bakışına neşter vurması gibi yazılacak bir yığın konu vardır. Ne yazık ki bize ayrılan bu sayfada ancak kadınlarımızın kadınlar gününü kutlamakla yetinmek zorundayız.