SALTANAT
Sarayın maliyeti 3 milyara çıkacakmış. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga TBMM Plan Bütçe Komisyonun’nda sarayın maliyetinin ‘1 milyar 370 Milyon lira olduğunu açıklamış. 2019’da tamamlanması öngörülen ve sarayın etrafında kurulacak kütüphane ve konferans salonlarından oluşan yatırımlar için de 1 Milyar 470 Milyon lira harcanacakmış.
Sayın Kasırga Marmaris Okluk koyunda yapımı süren ‘Yazlık saray’ için de 12.1 Milyon Tl harcanmış. Kasırga kamuoyunda bu harcamaların konuşulmasını da eleştirmiş. Yılın 24 saati, 365 gün çalışan Cumhurbaşkanlığı bütçesinin bu şekilde oluşmasının kaçınılmaz olduğunu söylemiş.
Haklı tabi, daha önce diğer tüm Cumhurbaşkanları’nın oturduğu Pembe Köşk adı üstünde köşktü. Yazlık yoktu. Böyle olunca bir saray yapılması kaçınılmazdı. Saray olunca tabi ki içinin de ona göre döşenmesi, çalışanların sayısının da ona göre artması gerekiyordu. Kışlık saray olup da, yazlık saray olmaması da yakışmazdı bizim milletimize. Sırf o sarayların varlığı bile bizi mutlu etmeye yetiyor da, artıyor bile. Kendi bütçemiz asgari ücretmiş, ayda bir kere et yemekte zorlanırmışız, taksit ödemekten, banka borcu ödemekten başımızı kaldıramaz olmuşuz, ürünlerimiz para etmez olmuş, ne önemi var. Varsa yoksa sarayımız var bizim. Elaleme karşı, elin Avrupalısına karşı mahcup değiliz. Varsın bizi Avrupa Birliğine almasınlar. Varsın, vize verirken bile bin dereden su getirsinler, varsın turist olarak bile gelmeyi azaltsınlar, ne çıkar, sarayımız var bizim.
Fakat sayın Kasırga önemli bir ayrıntıyı unutmuş gibi görünüyor. Bu ülkede 1 Kasım 1922 yılında, bundan tam tamına 95 yıl önce SALTANAT kaldırıldı. Sarayların, devlet erkanının sorgusuz sualsiz harcamalarının, ülke topraklarını hanedan sathı gibi görmenin sonu geldi bu ülkede. 29 Ekim 1923’de kurulan Cumhuriyet’le, milli Egemenlik ve milletin iradesi üstün kılındı.
Devletin başında olanlar, millet için ve millete hizmete and içti. Milletin vergileriyle, onlardan kesilenlerle, borçla, harçla devlet erkanını şatafatla ve ihtişamla yaşatmak bu milletin borcu olmaktan çıktı. Sayın yetkililer, bu ülkede aç yatan, evi barkı olmayan, çoluğuna çocuğuna güvence sağlayamayan insan sayısı maliyetinde saraylar dikmek, bu milletin erkanının vazifesi değildir.
Bu devlet erkanının vazifesi, milletini, halkını en ileri düzeyde refaha, mutluluğa, huzura kavuşturmak; ülkenin geleceğini teminat altına almaktır. İhtişam sarayların boş salonlarında değil, yüreklerin özgür ve güvenle attığı yerdedir.