ÜRETİCİMİZİN FINDIKTAN BEKLENTİSİ!
Siyasette tansiyon yükseldi. Ülkemizde objektif hukuk kurallarının uygulandığına bir hukukçu olarak inanamıyorum. Yükselen tansiyonda ülkeyi yöneten kişilerin alelade beyanları karşısında tahammül edemiyorum. İsyan edesim geliyor. Bu arada fren balatalarımın aşınması sonucu bir kaza yapmaktan korkuyorum. Bu nedenle siyasi tansiyonun yüksek olduğu bu haftalarda elimden geldiğince siyasetten uzak konular seçmeye çalışıyorum.
Gelelim bugünkü konumuza:
Bu yıl fındık fiyatlarındaki beklentilerin karşılanamaması nedeniyle bazı üreticilerin kameralar karşısında fındık bahçelerinde kesim yaptıklarını gördük. Bunun bir şov olduğunu biliyoruz. Ancak küçümsemekten yana da değilim. Bazı kararlar böyle şovlarla başlar ve sonunda gerçek olur. Zaman zaman dile getiririm, peygamberimize bir yığın meyve ikram edilir. Bunların arasında fındık ta vardır. Allah’ın elçisi fındığı alır ve arka tarafında bir kabın içine koyar. Nedeni sorulduğunda da: ‘Bu meyve bir gün gelecek benim ümmetimi perişan edecek.’ Der.
Bugün gerçekten fındık, üreticisini perişan etmektedir. Bu yıl fındık bol olacak diye üretici sunnî olarak havalara girmiştir. Kimisi ev almaya, kimisi araba almaya kalkışmış, borç altına girmiştir. Daha fındık toplanmadan zengin oldum havaları ile har vurup harman savuranlar olmuştur. Öyle ya şu kadar fındık olacak, iki yıl önceki fiyattan satacak değiliz ya! Fiyatlar da şu kadar artarsa kim tutar üretici Mehmet Efendiyi? Gerçekten de fındık tahmin edilen miktarlarda olmuştur. Beş ton, 0n ton tahmini tutmuştur. Fiyat tahmini de tutmuş, gerçekten de iki yıl önceki fiyattan değil daha düşük fiyattan satılmıştır. İşte bu durum üreticiyi pert etmiştir.
Bu durum üretim politikasızlığının sonucudur. Gerçekten de ülkemizde çok konuda olduğu gibi fındık konusunda da tam bir üretim politikasızlığı vardır. Özellikle fındık konusunda bu husus dünde böyle idi, bugün de böyle, yarında farklı olacağını düşünemiyorum. Rahmetli Turgut Özal zamanında fındık üretim alanlarının sınırlanması yolunda bir kanun çıkarılmış, halen yürürlükte olan kanun, maalesef hiç uygulanmamıştır. Adapazarı ovasında adam eksen bitecek iken fındık yetiştirilmektedir. Yasanın amacı bu tür çarpıklıkları gidermektir. Ancak bu yasayı uygulayabilmek için Adapazarı seçmenine: ‘Kardeşim sen git başka bir ürünle uğraş.’ diyebilecek bir siyasi irade gerekmektedir. Böyle bir siyasi irade dün olmamıştır. Bugün olamamaktadır. Yarın da olabileceğine ihtimal vermek aşırı iyimserlik olarak nitelenebilir. Pazarlama politikası yanlıştır. Stok yapıp ihtiyaca göre piyasaya sunmak yerine, çok olduğunda çok, az olduğunda az sunarak denge sağlanamamaktadır. Ayrıca yerli tüketimi yok denecek kadar azdır. Köydeki Fadime’nin yufka böreğine ya da kuru pasta içine koyduğu 3-4 fındıkla tüketimden bahsedilemez. Öyleylse fındık bahçelerinin geleceği karanlıktır. Tabii ki fındık üreticisinin de….!