CUMHURİYET
Bu hafta sonu Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. Yılını kutlayacağız. Ama hangi duygularla?
Bugün burada samimi bir itirafta bulunmak istiyorum. Bilmem siz hangi duyguları taşıyorsunuz ama ben inanın ilkokul, ortaokul ve lise çağlarımdaki heyecanı taşıyamıyorum. Çünkü bize yıllarca yeryüzünde en iyi idare şeklinin cumhuriyet olduğu öğretildi. Üniversite yıllarında yine bir kişinin zor taşıyacağı kadar büyük ve ağır kitaplar okuduk ve bu kitaplarda da en iyi idare şeklinin cumhuriyet olduğu anlatılıyordu. Cumhuriyet idarelerinde geleceği ile ilgili kararları halk ya doğrudan yeryüzünde bazı ülkelerde olduğu gibi doğrudan aldığı kararlarla, ya da önceden seçtikleri vekilleri kanalı ile millet meclisinin kararları ile veriyordu. Herkesin söz sahibi olduğu bir yönetim olduğu için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyeti seçmişti.
Gelelim bugüne:
Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı ve ülkenin yarısını karşısına almış. Halkın seçtiği milletvekilleri var, ama halkın ülkeyi bu milletvekilleri ile yönetmesi yerine birkaç bakanın çıkardığı KHK lerle ülke yönetiliyor. Halkın seçtiği belediye başkanları parti hatta bir kişinin kararı ile istifaya zorlanıp, görevden alınıyor. Bugün büyük soruşturmalara imza atan Cumhuriyetimizin savcıları, yarın tekerlekli valizleri sürükleyerek yurt dışına kaçıyor. Ben böyle Cumhuriyetin yıl dönümünü kutlarken eski duyduğum heyecanı nasıl duyarım?
Her şeye karşın yine de tüm okurlarımın Cumhuriyet Bayramını candan yürekten kutluyorum.