GÖREVDEN ALMALAR!
Son günlerde gündemi Ak partili bazı Büyükşehir Belediye başkanlarının görevden alınmaları meşgul ediyor.
Kendi iç meseleleridir. Görevden alınır alınmaz.
“Yangın olmayan yerden duman çıkmaz” diye bir atasözümüz var. Adı geçen ve istifaları istenen (bir kaçı istifa etti) bazı başkanlarla ilgili sıkıntılı bir durum var ki, böyle bir tasarruf gündeme geldi.
Ya işlerini iyi yapmadılar, ya da bizlerin bilmediği bir şeyler var.
Ama bir sorun olduğu aşikar.
Bu gelişmeler ışığında kendi bölgemize baktığımız da yıllardır gündeme getirdiğimiz; ama bir türlü sonuç alamadığımız öyle sıkıntılar var ki...
Özellikle Dolunay mahallesindeki kavşağa sinyalizasyon yapılmaması.
Sürekli meydana gelen trafik kazalarını önlemek için yazdık, çizdik. Hatta son ölümlü kazadan sonra mahalle halkı tepki olarak yol kesme eyleminde bulunmuştu. Yine mahalle halkının binlerce imzalı dilekçesi Karayolları Bölge Genel Müdürlüğüne kadar ulaştırılmıştı.
Sonuç, her zaman olduğu gibi, “En kısa zamanda yapılacak” sözünün tutulmaması oldu.
“Organize Sanayi Bölgesi’nin yolu yürekler acısı” diye yazdık, çizdik. Olumlu bir sonuç alamadık. Yine aşina olduğumuz laflarla karşılaştık.
Kendi yöremiz olmasa bile acıların
ı her zaman kalbimizde hissettiğimiz, her yağan yağmurdan sonra meydana gelen heyelandan dolayı yaşanılmaz hale gelen Artvin ve Rize bölgesindeki sel felakatleri...
Valla görevden alınması gereken birileri varsa, sorunlar bizzat iletildiği, hatta yaşananları gördükleri halde çözüm bulmayan sorumlular ibret-i alem için görevden alınmalı ki, ders olsun.
Görevden alınan başkanların yerine ilk yapılacak yerel seçimlerde belki yine aynı partinin adayı kazanır, belki kaybeder. O seçmenin tercihi.
Ama bizim sorunlarımızı çözmeyen bürokratların durumu ne olacak çok merak ediyorum.
Yine yeni ölümlü kazalar ve kaçınılmaz sel felaketleriyle canlar gidecek. Bizler acılarımızla baş başa kalacağız. Ama gerekli önlemleri almayanlar yaşananlardan ya da yaşanacaklardan hiç mi sorumlu olmayacaklar?
RUHU ŞAD OLSUN
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı hemşerimiz İsmail Hakkı Akkiraz’la aylar öncesinde sohbet etmiş, Eşref Bitlis Paşa ile olan bir anımı anlatmıştım. Sayın Akkiraz da köşe yazarı olduğu Milli Gazete’nin 21 Ekim 2017 tarihli nüshasında merhum Eşref Bitlis paşa ile yapmış olduğum görüşmeyi köşesine taşımış.
Sn. Akkiraz’ın köşe yazısı aynen şöyle...
Eşref Bitlis; ülkemizin yetiştirdiği saygın paşalardan birisidir. 1933 Malatya doğumlu olan paşa, 1952 yılında Kara Harp Okulu’ndan Teğmen rütbesi ile mezun oldu. 1978’de Tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığı’na atandı. Bu yıllar sağ-sol çatışmalarının ülkemizin başına bela olduğu yıllardı. Şehirler karışıyor, etnik çatışmalar körükleniyor, bir hiç uğruna insanlar birbirini öldürüyordu. Ordunun Fatsa ilçesi, sol grupların karargâhı olmuştu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra bu olaylar ne olduysa birden kesiliverdi. Eşref Bitlis, Fatsa’da huzuru sağlamak için başlatılan 24 Ekim 1980 ile 22 Aralık 1980 arasında devam eden güvenlik operasyonunu yöneten paşa. Eşref Bitlis, o yıllarda Fatsa’da bozulan kardeşlik havasını ihya etmek için de çareler armış. Çeşitli toplum kuruluşları ile münasebetler kurmuş, oluşan husumetleri ortadan kaldırmak için onların yardımını istemiştir. Fatsa’da yerel basının öncüsü sayılan Güneş Gazetesi’nin kurucusu Hikmet Altuntaş, Eşref Paşa ile yaptığı bir görüşmede, paşa kendisinden, gazete çalışanlarından ve yazarlarından oğlu Ferudun Altuntaş’ı kendisine göndermesini ister. Ferudun Altuntaş, Eşref Paşa’nın yanına gider, kısa bir sohbetten sonra Eşref Paşa, Ferudun beye: “Hepimiz faniyiz, günün birinde ölüp gideceğiz. Senden isteğim, nasıl bir Fatsa’da yaşamak istiyorsan kalemini öyle kullan” der. İnanarak ve Milli Görüş şuuruyla söylenmiş bir söz. Eşref Paşa’nın Jandarma Genel Komutanı olduğu 1990’lı yıllarda Türkiye, başka bir terör belasıyla uğraşmaktadır. Eşref Paşa, bölgede sınırların değişmesini sağlayacak oluşumlara karşıdır. Bu bakımdan Çekiç Güç’ün varlığından da her zaman rahatsızlık duymuştur. Bundan dolayı, ABD Ankara Büyükelçiliği, zamanın hükümetine hakkında şikâyette bulunduğu basında yer almıştır. Eşref Paşa, 17 Ocak 1993’te bu zamana kadar aydınlatılamayan bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. Eşref Bitlis Paşamıza, Kıbrıs zaferinin Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar Paşamıza ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.