MÜFTÜ NİKAHI
Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın, İçişleri Bakanlığının, evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebileceği kurumlar arasına il ve ilçe müftülüklerinin de eklendiği 6. maddesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Mecliste yoğun tartışmalarla geçen saatler ve kadın derneklerinin ve muhalefet milletvekillerinin yoğun olarak karşı çıkışları olmasına rağmen, kanun tasarısı yine de çoğunlukla Meclisten geçti. Aylardır gündemi meşgul eden bu konu da sessizce hayatımızın bir köşesine yerleşiverdi.
AKP Milletvekili Kılıç, Meclis’te Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi olan Akp Milletvekili İmran Kılıç; Meclis Genel Kurulunda söz alarak, Müftülerin nikâh kıyacak olmasında istemezükçülerin birçoğu evlilik sorunlu tipler, birçoğunun nikâhla işi yok, yaşı geldiği hâlde evlenmemiş ya da evlenmiş, bir iki yılda boşanmış ya da başka bir kısım yerlerde kafasına göre takılanlardan” diyerek görüşlerini gayet bilimsel bir şekilde açıklamış.
Sayın milletvekilinin sözlerini tahlil etmek gerekirse, bir kere, bu müftülük nikahını istemeyenleri öncelikle sorunlu tipler yapmış. Evde kalmış, geçimsiz tipler demiş. Bunların zaten nikahla, evlilikle işi yok, onlar kafasına göre takılıyor. Tabi ki bu takılmayı, öyle bir yerlerde, gezme tozma anlamında da dememiş. Onları aşağılar şekilde, kötü bir şey yaparcasına bahsediyor. Yani artık belediye nikahı isteyenler sorunlu tipler, orada burada takılan tipler, evlenmek istemeyen tipler oluyor. Daha yasa geçmeden insanları ayrıştırmaya, insanların özel hayatları üzerinden ahkam kesmeye, onları sorunlu- sorunsuz tipler diye kendi kafalarında yargılamaya başlamış bir zihniyetin geçirdiği bir yasa bu. Öyle bir iki önemsiz ayrıntıyla geçiştirilecek, gündem maddesi yaratmak amacıyla kullanıldığı düşünülerek üzerinde durulmayacak bir yasa değil. Bizzat tüm kadınların biraraya gelip, kaeşı çıkması gereken; laik bir toplumun laiklik esaslarını çiğneyen, dini inançları toplumu ayrıştıran bir güce dönüştüren, kadını toplum hayatında ikinci sınıf gören bir zihniyetin yansımasıdır bu yasa.
Kadının elini sıkmayı, ateş topu tutmaya benzeten zihinlerin, kadını cinsel bir obje olmanın ötesinde göremeyen beyinlerin, insanın insana muhtaçlığını bedensel duyumsamaların ötesine geçiremeyenlerin yasası bu. Kadın bedeninden korkanların, kadın sözünden bile kaçanların, hayatı zorlaştıranların, kahkahadan, müzikten, sanattan, yeşilden, doğadan uzaklaşanların yasası bu yasalar…İşte tam da bu yüzden es geçmeyecek, kabul etmeyecek ve daima dimdik duracak kadınların kavgasıdır bu yasalar…