Çok Yoğun baba modası
Nereden girmiş içimize bilmiyorum bu “çok yoğun baba” modası. Günümüz babaları sanki ağız birliği etmişçesine, “Az görsem de çocuklarımı, yine de yeterince ilgileniyorum, onlarla zaten arkadaş gibiyim.” Sözünün arkasına sığınıp babalık görevinden kaçıyor.
Babanın görevi, çocuğuna arkadaş gibi olmak değil; oğlunun – kızının çevresiyle arkadaşlık kurabilecek kabiliyetlerini geliştirmektir.
Çocuklar, babalarını yanlarında arkadaş gibi değil, baba gibi hissettiklerinde rahatlarlar. Babanın varlığı çocuk için güç kaynağıdır. Huzur ve güven atmosferinin soluklandığı anlardır.
“Çok meşgul olsamda çocuğumu ihmal etmemek için elimden geleni yapıyorum. Diyemez babalar. Ebeveynin çocukla ilişkisi, duygusal alışverişi günübirlik değil, sürekli olmalıdır. Zira baba hiçbir şey yapmasa da çocuk onun yanında kendini güvende hissedip huzur bulur soluklanır. Babasız çocuklarda davranış bozuklukları görülür. Çeşitli bahanelere sığınarak çocuklarını ihmal eden babaların çocuklarında genellikle aynı davranış sapmalarına raslıyoruz. Babası olduğu halde babasız büyüyen çocuklar genelde istikamet tutturmakta zorluk çekerler.Güçsüz ve dirayetsiz olurlar. Aldıkları bir kararı kırk kez gözden geçirir, başarısızlık karşısında hemen hayal kırıklığına uğrarlar.Sözlerine genelde güven olmaz. Bir gün şöyle bir gün böyle görünürler.Özellikle kız çocuklarına babalık yapmakla görevli erkeklere seslenmek gerekirse; aman kızlarınızı işler, toplantılar, sorumluluklar diyerek ihmal etmeyin. Çünkü kız çocuğunun babadan alacağı hisler çok özeldir.Onlar kendi zayıf yanlarının en büyük destekçisi olarak babayı görürler. Bu sebeple baba, kız çocukları açısından çok önemlidir.
Örneğin baba kızının saçını okşar onu kucağına yatırır, saçlarını tarar.Bu esnada kızına verdiğini pozitif enerjiyi, çocuk başka hiçbir yerden alamaz.Babasının yanındayken hissettiği huzurun boyutu da başka hiçbir şeyle ölçülemez.
Baba yokluğuyla büyüyen kız çocuklarında görülen en yaygın davranış bozukluğu,”sığınma ihtiyacında” ki doyumsuzluk, huzursuzluk ve hırçınlıktır.
Altını çizerek bir kere daha söylemek gerekirse sosyal yaşantının felç geçirmiş olması anne- babayı, “ideal anne – baba olma” konusunda oldukça duyarlı olmaya itmelidir.
Ne evde anneyi çocuklarla tek başına bırakıp ona babalık vazifesi yüklemeye çalışmak, ne de çocuklara “Geçen hafta gittik ya parka!” diyerek oyalamak doğrudur.Bunları yapmaya hiçbir babanın hakkı yoktur.
Kaynak Kişi: Uzm.Pedagog Dr. Adem GÜNEŞ