PEMBE OTOBÜS VE EĞİTİM
Ne ilgisi var demeyin, arada nasıl bir bağlantı olduğuna siz karar verin. Şimdi yeni bir moda başladı, bilginiz vardır; pembe otobüs ve pembe trambüsler var, artık bu ülkede. Kadınlar ayrı bir otobüse binecek, erkekler alınmayacak.
Malatya’da sefere başlayan trambüslerde de aynı uygulama var. Üstelik şöförleri de kadın. Kadın şöförler, kadın yolcularla, erkekler tarafından rahatsız edilmeden yapılacak rahat bir yolculuk. Bu yolculukta erkek şiddeti, erkek tacizi olmayacağı varsayılıyor. Şiddeti ve tacizi önlemenin yolunun, erkeklerle kadınları ayrı ayrı bölgelerde tutmakla, ve biraraya getirmemekle önleneceği düşünülüyor. Böyle yapmakla, aslında en büyük ayrımcılığın yapıldığı, kadınları sosyal hayattan kopartılıp eve hapseden bir zihniyetin olduğu anlaşılmıyor mu?
Kız öğrencilerle, erkek öğrencileri ayrı sınıflarda okutmanın, ayrı merdivenlerden indirmenin, Kantinde ayrı yerlerde oturtmanın, öğrenci yurtlarında binalarını ayırmanın, halkoyunlarını kız erkek birlikte dans ediyor diye yasaklamanın aslından aynı zihniyetin ürünü olduğu görülmüyor mu?
İşin özünde eğitim, yok mudur? Aslolan kadın ve erkeğin birlikte varolması, toplum içinde çağdaş, medeni ve insanca yaşaması değil midir? Bu da ancak eğitimle ve toplumun ilerlemesi ile sağlanabilir.
Mustafa Kemal Atatürk; Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin! dememiş midir?
16 Temmuz 1921 Ankara Birinci Maarif Kongresi toplanacaktır. Sakarya Savaşı’nın ölüm kalım günleridir. Ankara’da bir öğretmenler kongresi toplanacak. Top seslerinin duyulduğu günlerde böyle bir kongrenin toplanması acaba uygun mudur? Bu kaygıyı Hamdullah Suphi Bey Mustafa Kemal Paşa’ya açar. Paşa, “Hayır Hamdullah Bey, kongreyi toplayacaksınız, cehaletle mücadele, düşmanla mücadeleden daha önemlidir ve ben kongrede bir konuşma yapacağım.” der. Kongre yapılır, Paşa da kongredeki konuşmasını yapar. Konuşmasından sonra Paşa Hamdullah beyi yanına çağırır ve “Hamdullah Bey, kongreye hanım öğretmenleri de çağırdığınız için size teşekkür ederim; ama onları neden ayrı sıralara oturttunuz? Sizin kendinize mi güveniniz yok, yoksa Türk kadınının iffetine mi? Bir daha böyle şey görmeyeceğim.” der. İşte asıl gerçek budur…