İlgisiz Çocuk Sendromu
Ülkemizde çocuk psikolojisiyle ilgilenen bazı uzmanlar tarafından “Bakıcı Kadın Sendromu” olarak da adlandırılan “ilgisiz Çocuk Sendromu”nun görülme olasılığı gittikçe artıyor. Bu sendroma yakalanan çocuklar otistiklerde görülen davranış sapmalarıyla hemen hemen aynı özellikleri gösteriyor. Ancak tedavide izlenen yöntemler birbirinden ayrışıyor.
Bazı anneleri bekleyen risk- İlgisiz çocuk Sendromu; insan yaşamında ruhsal gelişiminen hızlı olduğu ilk dört yaş döneminde görülür. Çocukla sosyal çevre arasında sözel ve duygusal iletişimin sağlıklı yürümemesi sonucunda da oluşur. Bilhassa çalışan annelerin, çocuk gelişimi konusunda yeterli donanıma sahip olmayan bakıcı kadınlara emanet ettiği çocuklarda bu sendrom sıklıkla görülebilir. İlgisiz çocuk sendromuna yakalanan çocuklar hırçın ve içe dönüktür. Konuşmayı çok sevmez, muhatabıyla göz teması kuramazlar. Ancak; ilgisiz çocuk sendromu sadece bakıcılara emanet edilen çocuklarda değil;annesi bizzat yanında olduğu halde kendisiyle duygusal ve sözel iletişim kurulmayan çocuklarda da görülür.
Yapılan araştırmalar bu tür çocukların gelişim sürecini adım adım takip edemediğini onlarla gelişimi destekleyici faaliyetlerin yapılmadığını gösterir. İlgisiz çocuk sendromuna kapılmış çocukların ortak özelliği ise çok fazla televizyon seyretmeleridir.
Dil gelişimi taklitle kazanılan bir beceridir. İlk iki yaş içinde çocuklar konuşmaya başlayabilecek kabiliyettedir. Fakat bu önemli dönemin sadece televizyon izleyerek geçirilmesi çocukta dil gelişim geriliğini ortaya çıkarır. Vaktinde kazanılamayan bu yetenek, çocuğun diğer gelişim süreçlerini de olumsuz etkiler.
Örneğin sözel iletişim kurma becerisi elde edemeyen çocuğun muhatabıyla göz teması kurabilme yeteneği de eksik kalır. Göz teması ise duygusal iletişimin en önemli unsurudur.Duygusal iletişimde gelişme sağlayamayan çocuklar ise genelde içe kapanmayı tercih eder. Asosyal bir yaşantıya yönelir. Ne yapılmalı? - Çocuğunuzun ilgisiz çocuk sendromuna (Bakıcı kadın Sendromu) yakalanmasını istemiyorsanız ; 1-Onunla bol bol konuşun. 2- Sıkıntıdan patlasanız da onu dinleyin. 3- Duygusal ve sözel iletişim kurma becerilerinizi gözden geçirip geliştirin. 4-Çocuğunuzun zihinsel gelişim sürecini iyi takip edin. Gerekirse bu konuda uzman desteği alın. 5- Eğer anne – baba olarak çalışıyorsanız ve çocuğunuzu bir bakıcıya emanet edecekseniz, bakıcının becerikli olmasından daha çok, çocuk gelişimi konusunda bilgi sahibi olmasına özen gösterin. 6- Çocuğunuzu özellikle ilk dört yaş döneminde televizyon, bilgisayar ve teknolojik oyun gereçleriyle tanıştırmayın. 7- Her ne sebeple olursa olsun çocuğunuza duygusal, psikolojik ve fiziksel şiddet yada ceza uygulamayın.
Kaynak Kişi: Uzm.Dr.Pedagog Adem GÜNEŞ