İKİ KİŞİ YASAĞI
Kredi ve yurtlar kurumu ile özel yurtlarda bir odada iki kişinin kalmasının yasaklandığı haberi dikkatimi çekti. Haberi ilk duyunca sevindim. Çünkü ben gerek Kabataş Erkek Lisesindeki yatılı günlerimde, gerekse yedek subay öğrencilik günlerinde 75-80 kişilik koğuşlarda kalmıştım. Lisede (8) ay, askerken de (4) ay bu sıkıntıyı yaşadım. Sabah kalktığınızda mide bulandıran ağır bir nefes kokusu, tahammül edilemez bir uğultu içinde hazırlık yapma zorunda kalırsınız. Böyle bir kargaşadan kurtulmanın sevinci tarif edilemezdi. Fakat haberin devamını izleyince boşuna sevindiğimi anladım. Çünkü ben bütün yurt odalarının tek kişilik olacağını düşünmüştüm. Öğrenci kardeşlerimiz rahat ederler diyordum. Halbuki mesele hiç de benim düşündüğüm gibi değilmiş. Bir odada iki kişi kalmak yasak, ama üç veya daha fazla kişi kalınabilecekmiş. Neden iki kişi olunca yasak da daha fazla kişi olursa değil sorusuna da: ‘Görülen lüzum üzerine yanıtı veriliyor.’
İşte burada bu yanıtla ne demek istediği anlaşılıyor. İki kişi sakıncalı, ama bu iki kişinin baş başa kalamayacağı üçüncü bir kişinin bulunması, veya daha fazla kişinin olması bu sakıncayı ortadan kaldırmaktadır. İnsanlara potansiyel cinsel istismarcı gözü ile bakan zihniyet yasağı…
Doğrusunu söylemek gerekirse çok fazla şaşmamak gerekmektedir. Çünkü bu zihniyetin hakim olduğu yurtlarda daha 9-10 yaşındaki anne kuzuları dahi korkulan bu kötü durumun mağduru olabilmektedir. Geçende bir yazımda dile getirdiğim iki görme engellinin çok sevdiği sarma yemesi gibi herkes dünyayı kendi gözlüğü ile görmektedir. Ben bugüne kadar bir yurt odasında kalan iki kişinin bu lüzumun görülmesine neden olan bir eylem nedeniyle soruşturmaya konu olduğuna tanık olmadım. Bu tür pek anlam veremediğim tedbirlere karşın onlarca öğrencinin aynı odada kaldığı yurtlarda bizzat yurt yöneticileri, bakıcılar ve hamiler tarafından yapılan istismarları saymakla bitiremeyecek kadar sıralayabilirim. Ben, gelecek vaad eden pırıl pırıl gençlerin böyle potansiyel suçlu kabul edilmesine isyan ediyorum.