NİKAH MESELESİ
Ülkenin bütün dertleri bitti, tüm sorunlarını çözdük, tek derdimiz kaldı, o da nikahımızı kimin kıyacağı.. Öyle ya, terör bitti, kökü kazındı neredeyse, insanlar güvenle yaşıyor her yerde, iş kazaları hiç kalmadı, ekonomi şahlanmış vaziyette, dolar 3.52 değil, Euro 4.18’e çıkmadı. Tarım ürünü ithal etmiyor, sürekli ihraç ediyoruz, turizm hiç olmadığı kadar arttı, otellerde yer kalmadı.
Yerel yönetimler desen keza, alt yapıda, yol kazmada, çok iyi işler yapıyor, mimari, imar durumları, yaşam koşulları güllük gülistanlık. Doğayı, yeşili, eskiyi çok güzel koruyorlar. Eski yapılara zarar vermeden restore edip, öyle beton bloklarla doldurmuyorlar her yeri. Kültür sanat faaliyetleri, felsefe, bilim sohbetleri had safhada.
Eğitim desen, çağ atlamışız. Evrim teorisi denen, yararsız, üstelik çocukların hiç anlamayıp kafa yoracağı teorileri müfredattan silip, yerine devenin vücut sıvılarının yararlarını konuşur olmuşuz. Dünya barışı yerine, cihat kavramının güzelliklerini anlatmayı ilke edinmişiz. Vatanın kurtarıcısı, ülkenin mimarı, kurucusu Atatürk’ü sadeleştirerek anlatmayı, ilkelerini, devrimlerini, amaçlarını öğretmektense, doğum yeri ve anne baba adını öğretmeyi yeterli saymışız, maksat çocukların kafası karışmasın. Bilgiler ne kadar sade o kadar iyi. Dünya eğitim sıralamasında en altlara düşmüşüz, üniversitelerde bilim üretilmez olmuş, soran sorgulayan bir sistem değil de, ezberleyen, yarıştıran, ama asla eşit yarıştırmayan bir sistem olmuşuz önemli değil, önemli olan sadeleşmek. Çocukların anlayamayacağı bilimsel teorileri, felsefi tartışmaları onlardan uzak tutalım ki, ileri de
Kadına şiddet olayları son bulmuş, kimseyi eski kocası öldürmüyor, eski sevgilileri peşlerinde dolaşıp, onları rahatsız etmiyor, kadınları işinden gücünden çıkarmıyor. Kadınlar koruma nedir bilmiyor, herkes huzurla, tacizden, şiddetten uzak yaşamını sürdürüyor. Kimse kadınların ne kıyafetine karışıyor, ne de şu saatte şuradasın, bu saatte buradasın diyerek, hayatını kısıtlamıyor. Kimse kadına ne kadar çocuk doğuracağını söylemiyor, doğursa da devlet gerektiği gibi çocukların bakımında, eğitiminde fazlasıyla yardımcı. Kadın bedeni sadece kadının sorumluluğunda, kürtaj yasada da serbest, hastahanede de, bekaret, namus cinayetleri gibi kavramlar lugatımızdan silindi. Namus denilen kavram, kadın erkek herkes için aynı işliyor. Erkekler kadın bedeni üzerinden, kendi namusunu aklamıyor.
Rüşvet, yolsuzluk, çalmak, çırpmak, liyakatsizlik, hile, hurda artık unutulan kavramlar. Herkes yeteneği ölçüsünde hakettiği işi yapıyor, sınavlar şaibesiz, kimsenin kimseyi kayırdığı, hele siyaset üzerinden birilerinin hayatını kaydırıp, birilerinin yüceltilmesi söz konusu bile değil.
İşte tam da bu yüzden şu an tek sorunumuz NİKAH SORUNU. Ülkede nikaha yetişecek belediye memuru bulamıyoruz, her yerde sıra oluşmuş durumda, insanlar kuyrukta bekliyor. İmam nikah kıymazsa, müftülükler bu yetkiyi almazsa, halimiz kötüye gidecek. Nikahlar yüzünden halk ayaklanacak, sokaklarda huzursuzluk çıkacak. Üstelik imam nikah kıymadığı için, nikah kıydıramayan binlerce kişi de şimdi resmi nikahlı olacak. Sonunda en büyük sorunumuzu çözdük. Artık huzurla karşılayabiliriz her doğan günü. Gönül rahatlığıyla kıydırabiliriz nikahımızı…