FATİH TERİM VE ENVER YILMAZ
Mesleğe yeni başladığım yıllardı. Bir borçlunun mallarını haczedip yediemine götürdüğüm için ofisime gelmiş, herhangi bir ödeme yapmadan malların kendisine geri verilmesini istiyordu. Bunun mümkün olamayacağını söylememe karşın saatlerce ısrar etmiş ve fakat sonuç alamayınca 3. Kattaki ofisin merdiven başından küfrederek kaçmaya çalışmıştı. Arkasından atlayıp sokakta yakalamış kollarından tutarak kafa ile burnunu kanattığım ve pataklamaya devam ettiğim sırada sokaktan geçen birisinin araya girmesi ile yıldırım gibi kaçmaya başlamıştı. Hiç tanımadığım ve araya giren kişinin: ‘Kılık kıyafetine, eline yüzüne bakıyorum ve hiç tanımadığım halde senin görünümünde birisinin böyle bir hareketi yapmasına anlam veremiyorum Kısacası sana yakıştıramıyorum.’ Demişti. Utanmıştım. Bana küfreden birisi dahi olsa, sokakta adam dövmek benim için 30-35 yıl geçmesine karşın utanılacak bir olaydı. Ne tekim bundan 6 ay önce bu defa dolandırıcılıktan ceza alan bir kadın Çağlayan Adliyesi asansörüne binerken küfrettiğinde sadece güldüm.
Çeşme Alaçatı’da Fatih Terim’in yaptığı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın yaptığını aynı pencereden görüyorum. Beni kimin haklı, kimi haksız olduğu ilgilendirmiyor. Topluma örnek olması gereken insanların sıradan insanlara göre ayrı bir sorumlulukları vardır. Ülkemizde sporla ilgilenen binlerce genç ilerde ne olmak istersin sorusuna Fatih Terim olmak cevabı verebilir. Yine Ordu’da yaşayan belli bir yaş kuşağı içinde ilerde ne olmak ya da kim gibi olmak istersin sorusuna Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz’ın ismini veren yüzlercesine rastlanabilir. Hal böyle olunca da ben Fatih Terim ve Enver Yılmaz haklı mıdır? Haksız mıdır? Sorusunu sormam. Var sayalım ki her ikisi de haklı olsunlar. Bu durumda bile Onları örnek alacak olan kuşakları düşünerek yutkunmak ve sineye çekmek zorundadırlar.
Fatih Terim basın toplantısında yaptığından pişman olmadığını dile getirdi. Bu da en az yaptığı kadar futbol deyimi ile kırmızı kartlık bir çıkıştı. Enver Bey de olayın hemen arkasından meydanda açıklama yaptı. Yaptığı açıklamayı İstanbul’dan anında canlı olarak izledim. Olayın perde akasını bilmediğim için verdiği mesajları algılayamamıştım. Ertesi günü olayın perde arkasını öğrendikten sonra da mesajlara anlam veremedim. Belki bir bildiği vardır. Ama ne olursa osun yapılanları tasvip etmek mümkün değildir.