ORDU, TİYATRO SANATINDA NEREDE? (1)
Yaklaşık bir yıl önceydi... Ordu’nun tüm yönleriyle tanıtıldığı bir derginin hazırlığı aşamasında bir telefon aldım. Benden; Ordu’nun kültür, sanat ve tiyatroda geldiği noktayı kaleme almam isteniyordu. Bunun üzerine onur duyarak yazıyı kaleme aldım ve istenilen adrese gönderdim. O gün bu gün; sözkonusu derginin hazırlandığı yönünde hiç bir haber alamadım. Ve bu yazıyı köşemde yayınlamaya karar verdim. Uzun olduğu için iki bölüm halinde yayınlayacağım yazının ilk bölümünü paylaşıyorum:
Orta ve Doğu Karadeniz’in geçiş kavşağında bulunan Ordu’nun, kendi boyutundaki iller arasında fazlasıyla belirgin bir özelliği vardır. Gelecek vaadeden turizm potansiyeli, fındık, kivi gibi tarım ürünleri ve arıcılıkta katettiği belirgin mesafeyle ülke ekonomisine katkı sunan sıra dışı bir kent durumundadır Ordu...
İlin bir başka vasfı da, Sivas’tan sonra en fazla nüfus hareketlerinin yaşandığı yer olmasıdır. Özellikle inşaat ve hizmet sektöründe yer almak üzere yaşanan göçler, daha çok büyük şehirlerimize yöneliktir. Sadece yurt içine dağılmakla kalmayan Ordu’nun, hatırı sayılır oranda nüfusunun bir bölümü de yurt dışına açılmıştır.
Pek tabidir ki; istihdamın yeterli olmayışı ve işsizlikten kaynaklanan bu tablo, ilk bakışta bize olumsuz algılar çağırıştırabilir. Ancak aynı tablo, Ordu’nun dünyaya açılmasında ve uygarlık yarışında diğer illere göre hep bir adım önde olmasını sağlamıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bütün Türkiye’de olduğu gibi köyden kente yaşanan göç hadisesi Ordu’ya ve Orduluya medeniyeti, ilerlemeyi ve kültür-sanatı getirmiştir.
1964 yılında kısa adı OBBKT olan Ordu Büyük Şehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu, işte bu düşünceler ve gelişmeler ışığında kurulmuştur. O dönemin önde gelen kanaat önderleri, eğitimcileri, aydınları, siyasileri, yerel yöneticileri ya da genel tanımıyla “ekabirleri” bir araya gelerek bu günki OBBKT’nin temellerini atmıştır. Belki de sosyolojik gerçeklere inat; bir yandan nüfus erimesiyle karşı karşıya kalan Ordu, diğer yandan hiç beklenmedik bir refleksle kültür ve sanat adına böylesi bir kurumu hem oluşturmayı, hem de yarım asrı geçkin bir zamanı kapsayacak biçimde yaşatmayı başarmıştır.
Kuşkusuz OBBKT, o gün bu gün Ordulunun gururu durumundadır. Zira Ordu adına oluşturulan söz konusu kurumun bir benzeri ya da aynısı, birkaç büyük il dışında ülke genelinde yoktur.
Bir kentin tiyatrosu varsa, orada yaşayan bireylerin ışıksız kalması düşünülemez. Çünkü başta tiyatro olmak üzere bütün sanat dalları insanı düşünmeye, araştırmaya, sorgulamaya ve kendinden başkasının varlığını da kabul etmeye sevkeder. Sanatla yoğrulan bir kent; bireyi, toplumu, çevreyi, geçmişi ve geleceği düşünmeden edemez.
Bir başka boyutuyla sanat, insanın kendisiyle yüzleştiği er meydanıdır. İşte bu nedenle hiç bir politik kaygı duymayan yapısıyla sanat, OBBKT maarifetiyle Orduluya yol göstermiş ve rehberlik etmiştir.
Buna karşın OBBKT, yaptığı çalışmalarla sadece Ordu’yla sınırlı kalmamış, kurulduğu günden bu yana hazırladığı seviyeli, kaliteli ve güzel oyunlarla her fırsatta Türkiye’yi karış karış dolaşarak gösterilerine devam etmiştir. Halen bu yöndeki faaliyetini istikrarla sürdürmektedir. Bu yapısıyla OBBKT, ülkedeki kültür ve sanat çevrelerinde haklı bir yer edinmiştir.
Devamı haftaya...