Damat Olmak Varmış...
Başlıkta da yazılı olduğu gibi,birilerinin damadı olmak varmış.Ama öyle sıradan kişilerin değil,eski bakan ya da iktidar partisinin mensubu olan birisinin damadı olmak varmış.O eski "devlet büyüklerimize" sorsanız,kendilerinin damadı olduğu için tutuklandılar,tahliyelerine gerekçe değil damat olmak.Ama ne hikmetse,15 temmuzdan bu yana tutuklanıpta 3-5 günde tahliye olanı ben bir hukukçu olarak bile duymadım,bırakın vatandaşın haberdar olmasını...
Katar'a yapılan operasyonun arkasında bile Fetö mikrobunu arayan bazı medya temsilcilerimiz,nedense bu damat kayınpeder arasındaki tahliye trafiğine normal bir hukuki süreç olarak yaklaşıyor anlayabilmek mümkün değil.Damatların tutuklanmasını metheden bazı kişiler,garip bir şekilde tahliye edilmesini de savunuyor ya insanın çileden çıkası geliyor.Yahu suçu varsa ki tutukladınız,3 günde ne değişti de tahliye ettiniz.Ya da suçu yok madem ki adamı niye tutuklarsınız birisi çıkıpta bunu izah edemez mi...
Koskoca Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım,şike yaptı safsatası ile bu ülkede 1 yıl tutuklu yargılandı.Şike yaptığını kabul etsek ve buradan ceza alacağını düşünsek dahi alacağı en yüksek cezanın 3-8 yıl arasında olduğunu bilmeyen kalmadı yargılandığı dönemde.Anayasal düzeni değiştirmekle yargılanan Fetö mensuplarının ise ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken,"sabit ikamet sahibi,adresi belli anlamında"gerekçesi ile 3 günde tahliye edilmesi,kundaktaki bebeğin bile vicdanını sızlatırken,konuşmayan ve sessiz kalan koca adamların yüzlerine toplumun neler demek geçiyor içinden herkesin malumu esasında.Berbat ettiğiniz yargının daha da berbatlaşması için yapılan bu çalışmaların ve verilen hatalı kararların sadece adalet duygusunu değil,ülkenin temeline dinamit attığını görmeyen gözlerinize ne diyeyim bilemedim...
Askerin,emniyetin,yargının,milli eğitimin ve başkaca devlet kadrolarının tamamına yakınını tahlil edip tasfiye ederken hazırlanan listelerin,iş siyasete ve belediyelere gelince frene basmasını "devletin bekaası" gerekçesi ile açıklamaya çalışmak hiç kimseyi ikna etmiyor.Vekiller ve bakanlar konusundaki riski anlayabiliriz ama belediyelerde var olduğu iddia edilen fetöcülerin ayıklanmasının belediye yönetimlerine bırakılmasını nasıl izah edeceğiz.Mahalledeki ayakkabı tamircisinin göz altına alınması için liste hazırlayan devletin istihbarat kuruluşunun,iş belediyelere gelince sus pus olması devleti nasıl güçlü tutabiliyor...
Ülkenin bütün önemli yerlerine sızmış bu güruhun,en etkili olan siyaset sahnesine hiç yaklaşmaması ya örgütün çapsızlığını gösteriyor,ya da birilerinin hala kayırıldığını.Ve bu büyük mücadele en fazla da adalet duygusu ile yaklaşmamız gereken bir şekilde cereyan ediyor.İkinci kurtuluş savaşı da olarak gösterilen bu mücadeledeki asıl zaafın da bu olduğunun iyi bilinmesi ve onun bunun yakını demek yerine,suçlu mu suçsuz mu diye iyi inceleme yapılmasını hukukçu bir fert olarak önemle bekliyorum.Yoksa yine başımıza örülecek çorabı beklemeye başlamış oluruz.Allah korusun...