EYVANLAR TELLERLE ÇEVRİLMİŞ!...
Çamaş döneminde yapılan ve bırakın Fatsa’yı Karadeniz’de eşi benzeri olmayan Eyvanlar’ın çürümeye yüz tuttuğunu bu sütunlarda dile getirmiştik.
Vatandaştan alınan vergilerle yapılan ve çürümeye terkedilen eyvanların ne şartlar altında yapıldığını yakınen bildiğim için kaderine terkedilmiş hali içimi acıtmıştı. Her nasılsa kendini bilmez bir kaç rezil veya reziller yüzünden canım eyvanlar atıl duruma getirildi.
Hadi o rezil veya reziller eyvanları atıl duruma getirdi. Onarıp, tamir ederek tekrar hizmete açmak çok mu zordu? Halkın oturacağı nadide yerlerden birtanesi olan eyvanların bu duruma gelmesinin sebebi ne? Vatandaşın ucuz yiyip içeceği bir yer neden bu hale getirildi anlamak mümkün değil. Bunları yapmak sanki çok zor bir işmiş gibi, camları muhafaza altına almak için tadilattan çok daha fazla masraf edilerek tel örgüler kullanılmış.
Aklıma, “Allah’ım akıl fikir ver” demekten başka bir şey gelmiyor.
FATSA TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN İFTAR
Her ramazan ayında geleneksel olarak bazı kurum ve kuruluşlar iftar yemeği verirler.
Aşırıya ve gösterişe kaçmamak kaydı ile bence güzel bir uygulama. En azından senede bir gün de olsa bir araya gelinebiliniyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ticaret ve Sanayi Odası yeni hizmete giren Safir Otel’de iftar yemeği verdi.
Bu sefer ki, iftar yemeğinin bir hatta iki güzel farkı vardı. İlçemizdeki vergi rekortmenlerinin ve ilçede istihdam sağlayan özel sektörlerin plaketle onurlandırılmasının yanısıra ilçemizde faaliyetlerini sürdüren siyasi parti ilçe başkanlarının Başkan Tayfun Karataş tarafından sahneye davet edilmesi ve el ele tutuşarak birlik ve beraberlik mesajları verilmesi coşku ile karşılandı, mutlu etti.
Bence çok güzel bir mesaj ve çok çok güzel bir gelişme.. Dilerim bu beraberlik hiç bozulmadan bir ömür boyu sürüp gider... Kıskananlar da çatlar durur...
ÜNYE RAMAZAN EĞLENCELERİ
Valla Ünye Belediyesi’ni Ramazan ayında yaptıkları etkinliklerden dolayı ayakta alkışlıyorum.
Önceki akşam, yıllar önce Ünye’de bulunan ve benim de yakından tanıdığım pop müziği sanatçısı ve bestekar Mithat Körler’i tv’den izleme şansını buldum.
Her gün ayrı bir etkinlik, ayrı bir sanatçıyla meydanı hınca hınç dolduranlara güzel vakit geçirten sanatçılar, Ramazan gecelerine ayrı bir renk katıyorlar.
Kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum. Vallahi kıskandım. Peki, bizde neden yapılmıyor bu işler anlayamıyorum. Mekan derseniz en alası var. Sanatçı derseniz, sadece Fatsalı sanatçıları davet etsek bile bir Ramazan ayına sığdıramayız.
Yani unumuz, yağımız, şekerimiz var; ama bir türlü helva yapmasını bilmiyoruz.
BAHA ŞATIROĞLU
Merhum babam yakın bir arkadaşı vefat ettiğinde haberini benim yazmamı isterdi. O zaman pek anlam veremezdim. Benden daha iyi tanıyan, tabiri caizse ruhunu bildiği bir kişinin haberini babam değil de ben yazacaktım. Sonradan anlıyorum ki, bir insan yakın bir dostunu kaybedince eli kalem tutmuyor, aklına bir şey gelmiyor, eli bağlanıyor, dili tutuluyor.
Baha Şatıroğlu kardeşim için şimdi ben nasıl yazabilirim? Şaka gibi... Esprilerine, şakalarına o kadar alıştık ki, ölümüne inanasım gelmiyor. Sanki yarın gelecek, “Bu da bir şakaydı” diyecek gibi içimden geçmiyor değil.
Beklenilmeyen ani ölümü, tüm aile efradı gibi tüm dostlarını da yasa boğdu.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun sevgili dostum. Seni hiç; ama hiç unutmayacağız...