REFERANDUM VE HUKUK
16 Nisan referandumu sonunda bitti, insanlar normal hayatına döndü. ‘ Evet’ oyu verenlerin oranı %51,41 olurken, 'Hayır' oyu verenlerin oranı ise %48,59 oldu. Referandum oyları daha sayılmadan, kesinleşmeden siyasi liderlerimizin açıklamasına göre de ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’.
Geçti geçmesine de, referandum üzerindeki şaibeler, mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması ve geçerli sayılan oyların evet oyu olması, muhalefetin itirazlarının YSK tarafından reddedilmesi seçime büyük gölge düşürdü. Sandıktan çıkan her oy değerlidir, milletin iradesini yansıtan ve seçimini sandığa yansıtan her oy ne çıkarsa çıksın önemlidir. Fakat yasalara ve hukuka aykırı şekilde elde edilen oylar ve bu oyların kabul ediliş biçimi maalesef milletin iradesini yansıtmamaktadır.
Referandum sonucunda, YSK'nın, referandum bittikten ve oy sayımı başladıktan sonra, AKP’li bir üyenin itirazı ile aldığı ‘mühürüsüz oyları geçerli sayma kararı’ ile, 198 Sayılı Kanun'un "geçerli olmayan oy pusulalarına" ilişkin 101. maddesi ile "mühürlü zarf" koşulunu düzenleyen, 77. ve 98. maddelerini ihlal etmiştir.
Yasanın 77. maddesinde, zarfların ilçe seçim kurulu ve sandık kuruluna ait iki mühür taşımasını düzenleniyor. 98. maddede, çift mühürlü zarflara vurgu yapılıyor. Geçerli olmayan oy pusulalarını düzenleyen 101. maddede de, "arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan " oy pusulalarının geçerli olmayacağı hükme bağlanıyor.
Madde 101 - (Değişik: 8/4/2010-5980/21 md.) Aşağıda yazılı;
1. Sandık kurulunca verilen ve o seçim için düzenlenmiş biçim ve renkte olmayan,
2. Arkasında “Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu” filigranı bulunmayan,
3. ARKASINDA SANDIK KURULU MÜHRÜ BULUNMAYAN, oylar geçersiz sayılır.
Yasa bu konuda açık hükmünü söylemiştir. Bu hükmün konulmasının amacı, dışarıdan gelen oy pusulalarının önlenmesi ve böylece usulsüz oy kullanımının önüne geçilmesidir. YSK dışarıdan getirilmediği ispatlanmadıkça bu oyları geçerli saymıştır. Fakat bu oyların dışarıdan getirildiğinin ispatı mümkün değildir. Zaten kanunun amacı da budur, oyların mühürlenmesinin sebebi de budur, oyların mühürsüz olduğunda geçersiz sayılacağı gerçeğinin önceden bilinmesi. Oysa YSK tüm ülkeyi ilgilendiren, başa baş giden bir seçimde, ülkenin yönetim sistemini değiştirecek bir seçimde, son anda kanuna aykırı bir karar alıyor ve buna yönelik tüm itirazları reddediyor. Daha önde de buna benzer kararlar verilmiştir dediği ise yerel bir iki belediye seçiminde oyların sayımı ve karşılaştırılması ile böyle bir karar verilmiş ise de, hem YSK Başkanı’nın hem de Anadolu Ajansı’nın saydığı bu seçimlerin ardından, mühürsüz oy verme işlemine ilişkin madde değiştirildi. 2010 yılında Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle, 298 No’lu eski Seçim Kanunu’nun 98. maddesi değiştirildi. SK Başkanı Sadi Güven'in mühürsüz zarflarla ilgili 'Daha önce de YSK benzer kararlar vermiştir' açıklaması yaptı. Oysa benzer kararlar, 2010'dan, yani Seçim Kanunu'nun ilgili maddesinde yapılan değişiklikten önce verilmişti.
Eski Kanun 98. madde şöyle: “Yukarıki maddede yazılı işlemden sonra, sandık, oy verilen yerde hazır bulunanların gözü önünde açılır ve çıkan zarflar sayılarak toplamı tutanağa yazılır. Zarflar oy veren seçmen sayısı ile karşılaştırılır. Bu zarfların sayısı oy veren seçmen sayısından fazla çıktığı takdirde, bütün zarflar tek tek elden geçirilerek 77 nci maddeye göre çift mühürlü olmayan ve belli şartlara uygun bulunmayan veya her hangi bir işaret veya imza veya mührü taşıyarak 103 üncü madde gereğince seçmenin kim olduğunu belirten zarflar ayrılır. Bunların düşülmesi fazlalığın giderilmesine yetmediği takdirde, kurul başkanı, kalan zarflar arasından fazlayı karşılayacak sayıda zarfı gelişi güzel çekerek ayırır. Ayrılan zarfların sayısı tutanağa geçirilir ve bu zarflar açılmadan derhal yakılmak suretiyle yok edilir. Bundan sonra, muteber zarflar sayılarak sandığa konur ve ara verilmeksizin döküme başlanır. Bütün bu işlemler, tutanak defterine geçirilir.
2010 yılında yapılan değişiklikle, mühürsüz zarf ve pusulanın tamamen ve hiçbir şarta gerek olmadan, kayıtsız şartsız geçersiz sayılacağı hükmü getirildi. Bu değişiklikten sonra da 2014 seçiminde mühürsüz oyların kabulü ile ilgili itiraz reddedildi ve kabul edilmedi.
ŞİMDİ SORUYORUM SİZE, KAYBEDEN HUKUK DEĞİL MİDİR? KAZANAN KİMDİR? KAYBEDENİN HUKUK OLDUĞU HİÇBİR YERDE KAZANAN YOKTUR. ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEK BİR SİSTEM OYLAMASINDA HUKUKSUZ BİR OYLAMA İLE KABUL VERİLİYORSA, KAYBEDEN NE EVET NE DE HAYIRDIR. KAYBEDEN ADALET DUYGUSUDUR. BUGÜN HAYIR İTİRAZ EDER, YARIN EVET, MÜHİM OLAN TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ GEREÇEK ADALET DUYGUSUDUR.